"Ali Faik Cihan" sayfasının sürümleri arasındaki fark

Okune sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 16 değişikliği gösterilmiyor)
4. satır: 4. satır:
 
Özellikle 1960'lı yıllarda yargıç olarak görev yaparken kaleme aldığı sosyalist muhalif kitaplarıyla dikkat çekmiş; bu nedenle de sürgün, görevden uzaklaştırma ve hapis cezalarına maruz kalmıştır.   
 
Özellikle 1960'lı yıllarda yargıç olarak görev yaparken kaleme aldığı sosyalist muhalif kitaplarıyla dikkat çekmiş; bu nedenle de sürgün, görevden uzaklaştırma ve hapis cezalarına maruz kalmıştır.   
  
==Yaşamı==
+
==Hayatı==
1926 yılında [[Viçe]] yakınlarındaki [[Çanpet]] köyünde doğdu.  
+
'''1926''' yılında [[Viçe]] yakınlarındaki [[Çanpet]] köyünde doğdu.  
  
1950 yılında, aynı zamanda bir otelde çalışarak okuduğu Ankara Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Türkiye Komünist Partisi sempatizanlığı ve gençlik kollarındaki üyeliği nedeniyle, sınavla kazanılmış bir hakkı olduğu halde yargıçlık başvurusu reddedildi.
+
'''1946''' yılında Ankara Hukuk Fakültesine yazıldı. O tarihte, TKP Ankara sorumlusu olarak görev yapmakta olan [[Zeki Baştımar]], uzun bir süreden beri şehir genelinde özellikle akademisyenler ve üniversite gençliği çevresinde oldukça başarılı bir örgütlenme ağı kurmuştu. Ali Faik Cihan'ın da bu rüzgara kapılarak orada partinin gençlik kollarına üye olması fazla uzun sürmedi. '''1950''' yılında, aynı zamanda bir otelde çalışarak tamamladığı okulundan diplomasını aldığında, TKP ile ilişkisi ve gençlik kollarındaki üyeliği nedeniyle, sınavla kazanılmış bir hakkı olduğu halde yargıçlık başvurusu reddedildi.
  
1955 yılında, Adalet Bakanlığı aleyhine Danıştay'da açtığı davayı kazanarak yargıçlık mesleğine dönme hakkı elde etti. Buna rağmen ilk aktif görevine ancak 1958 yılında tayin edildi. Sırasıyla önce Ovacık ve daha sonra [[Alucra]]'da görev yaptı. Bu görevi sırasında, 1965 yılında kaleme aldığı ikinci kitabı olan "Sosyalist Türkiye" nedeniyle, komünizm propagandası suçlamasıyla hakkında soruşturma açıldı. O sıralarda yeni görev yeri olan [[Akçaabat]]'a tayin edildi. Davası Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü ve görevden el çektirilerek 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. O dönemde Trabzon'daki sol ve sosyalist çevrelerden güçlü bir destek gördü. Yargıtaya taşınan davada mahkumiyeti bozuldu ve beraat ederek görevine geri döndü.
+
'''1955''' yılında, Adalet Bakanlığı aleyhine Danıştay'da açtığı davayı kazanarak yargıçlık mesleğine dönme hakkı elde etti. Buna rağmen ilk aktif görevine ancak '''1958''' yılında tayin edildi. Sırasıyla önce Ovacık ve daha sonra [[Alucra]]'da görev yaptı. Bu görevi sırasında, '''1965''' yılında kaleme aldığı ikinci kitabı olan "Sosyalist Türkiye" nedeniyle, komünizm propagandası suçlamasıyla hakkında soruşturma açıldı. Aynı sıralarda yeni görev yeri olan [[Akçaabat]]'a tayin edildi. Davası Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü ve görevden el çektirilerek 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. O dönemde Trabzon'daki sol ve sosyalist çevrelerden güçlü bir destek gördü. Yargıtaya taşınan davası, aralarında [[Cemal Reşit Eyüboğlu]]'nun da bulunduğu bir grup avukat tarafından üstlenildi. Mahkumiyeti bozuldu ve beraat ederek görevine geri döndü.
  
Dönemin Trabzonlu sosyalist aydınlarından Atilla Aşut, kendisiyle yapılan bir söyleşide, onun bu kitabının devleti neden bu denli rahatsız ettiğini, şu tespitlerle açıkladı:
+
Dönemin Trabzonlu sosyalist aydınlarından ve aynı zaman TİP Trabzon İl Başkanı olan Attila Aşut, kendisiyle yapılan bir söyleşide, onun bu kitabının devleti neden bu denli rahatsız ettiğini, şu tespitlerle açıkladı:
  
  "(...) ''Ali Faik Cihan’ın ünlendiği dönemde, sosyalist klasikler yeni yeni çevrilmeye başlamıştı Türkçeye. Hepimiz aç kurtlar gibi bu çevirilere saldırıyor, bilimsel sosyalizmi öğrenmeye çalışıyorduk. Çevirmenler de henüz bugünkü kadar yetkin değillerdi. Çoğu çevirilerin dili ağır, anlatımı karmaşıktı. Ali Faik Cihan böyle bir ortamda yüzde yüz yerli bir “Sosyalist Türkiye” kitabı yazdı. Zaten kızılca kıyamet de bu yüzden koptu! Kitapta Türkiye’nin toplumsal gerçekleri eleştirel bir gözle değerlendiriliyor ve sonuçlar çıkarılıyordu. Marx’ın, Engels’in, Lenin’in kuramsal yapıtları -belki de pek anlaşılmadığı için- piyasada serbestçe satılırken, Faik Bey'in kitabı olay oldu, Türkiye’yi salladı. Çünkü o, kendine özgü üslubuyla her konuyu “bizden” örneklerle anlatmıştı. Sosyalizm konusunda hiçbir şey bilmeyen sıradan insanların bile anlayabilecekleri yalınlıkta bir kitap yazmıştı. Belki de bu yüzden devlet onu hiç bağışlamadı.'' (...) <ref>Ömer Asan (2019) "“Sosyalist Türkiye” yazarı Ali Faik Cihan üstüne Attila Aşut’la söyleşi" [https://gazeteistanbul.com/sosyalist-turkiye-yazari-ali-faik-cihan-ustune-attila-asutla-soylesi/ Gazete İstanbul]</ref>  
+
<blockquote>
 +
''"...Ali Faik Cihan’ın ünlendiği dönemde, sosyalist klasikler yeni yeni çevrilmeye başlamıştı Türkçeye. Hepimiz aç kurtlar gibi bu çevirilere saldırıyor, bilimsel sosyalizmi öğrenmeye çalışıyorduk. Çevirmenler de henüz bugünkü kadar yetkin değillerdi. Çoğu çevirilerin dili ağır, anlatımı karmaşıktı. Ali Faik Cihan böyle bir ortamda yüzde yüz yerli bir “Sosyalist Türkiye” kitabı yazdı. Zaten kızılca kıyamet de bu yüzden koptu! Kitapta Türkiye’nin toplumsal gerçekleri eleştirel bir gözle değerlendiriliyor ve sonuçlar çıkarılıyordu. Marx’ın, Engels’in, Lenin’in kuramsal yapıtları -belki de pek anlaşılmadığı için- piyasada serbestçe satılırken, Faik Bey'in kitabı olay oldu, Türkiye’yi salladı. Çünkü o, kendine özgü üslubuyla her konuyu “bizden” örneklerle anlatmıştı. Sosyalizm konusunda hiçbir şey bilmeyen sıradan insanların bile anlayabilecekleri yalınlıkta bir kitap yazmıştı. Belki de bu yüzden devlet onu hiç bağışlamadı..."'' <ref>Ömer Asan (2019) [https://gazeteistanbul.com/sosyalist-turkiye-yazari-ali-faik-cihan-ustune-attila-asutla-soylesi "Sosyalist Türkiye yazarı Ali Faik Cihan üstüne Attila Aşut’la söyleşi"]</ref>
 +
</blockquote> 
  
Devlet onu gerçekten de hiç bağışlamamış, peşini bırakmamıştı. 1971 askeri darbesinin hemen ardından, Trabzon çevresinde gerçekleştirilen bir toplu tevkivatla bir kez daha tutuklandı. Kendisi gibi sol, sosyalist muhalif 60 kişiyle birlikte yargılanmak üzere İstanbul'a gönderildi. O dönemde yolları kendisiyle bir şekilde Trabzon'da kesişen ünlü bazı isimlerle birlikte "[[Titrek Hamsi Hücresi]]" adıyla tarihe geçen bir davada uzun süre tutuklu olarak yargılandı.<ref>Orhan Gazi Ertekin (2018) "Sosyalist hakim' Ali Faik Cihan: Kibriti çakmak, benzini tutuşturmak!" [https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/08/30/sosyalist-hakim-ali-faik-cihan-kibriti-cakmak-benzini-tutusturmak Gazete Duvar]</ref>
+
Devlet onu gerçekten de hiç bağışlamamış, peşini bırakmamıştı. '''1971''' askeri darbesini izleyen süreçte, [[Trabzon]] çevresinde gerçekleştirilen bir toplu tevkifatla bir kez daha tutuklandı. Kendisi gibi sol, sosyalist muhalif 60 civarında kişiyle birlikte, yargılanmak üzere İstanbul'a gönderildi. O dönemde yolları kendisiyle bir şekilde Trabzon'da kesişen ünlü bazı isimlerle birlikte "[[Titrek Hamsi Örgütü]]" adıyla tarihe geçen bir soruşturmada uzun süre tutuklu olarak sorgulandı. <ref>Orhan Gazi Ertekin (2018) [https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/08/30/sosyalist-hakim-ali-faik-cihan-kibriti-cakmak-benzini-tutusturmak "Sosyalist hakim' Ali Faik Cihan: Kibriti çakmak, benzini tutuşturmak!"]</ref>
  
Emekli olduktan sonra mesleğini avukat olarak sürdürdü. 29 Ağustos 2002'de hayatını kaybetti.
+
Emekli olduktan sonra mesleğini avukat olarak sürdürdü.  
 +
 
 +
'''29 Ağustos 2002''''de hayatını kaybetti.
  
 
==Eserleri==
 
==Eserleri==
27. satır: 31. satır:
  
 
==Kaynakça==
 
==Kaynakça==
 +
 +
[[Kategori: Önemli Kişiler]]

08.55, 25 Aralık 2021 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Ali Faik Cihan

Ali Faik Cihan (1926 - 2002) Viçe doğumlu yazar ve hukukçudur.

Özellikle 1960'lı yıllarda yargıç olarak görev yaparken kaleme aldığı sosyalist muhalif kitaplarıyla dikkat çekmiş; bu nedenle de sürgün, görevden uzaklaştırma ve hapis cezalarına maruz kalmıştır.

Hayatı

1926 yılında Viçe yakınlarındaki Çanpet köyünde doğdu.

1946 yılında Ankara Hukuk Fakültesine yazıldı. O tarihte, TKP Ankara sorumlusu olarak görev yapmakta olan Zeki Baştımar, uzun bir süreden beri şehir genelinde özellikle akademisyenler ve üniversite gençliği çevresinde oldukça başarılı bir örgütlenme ağı kurmuştu. Ali Faik Cihan'ın da bu rüzgara kapılarak orada partinin gençlik kollarına üye olması fazla uzun sürmedi. 1950 yılında, aynı zamanda bir otelde çalışarak tamamladığı okulundan diplomasını aldığında, TKP ile ilişkisi ve gençlik kollarındaki üyeliği nedeniyle, sınavla kazanılmış bir hakkı olduğu halde yargıçlık başvurusu reddedildi.

1955 yılında, Adalet Bakanlığı aleyhine Danıştay'da açtığı davayı kazanarak yargıçlık mesleğine dönme hakkı elde etti. Buna rağmen ilk aktif görevine ancak 1958 yılında tayin edildi. Sırasıyla önce Ovacık ve daha sonra Alucra'da görev yaptı. Bu görevi sırasında, 1965 yılında kaleme aldığı ikinci kitabı olan "Sosyalist Türkiye" nedeniyle, komünizm propagandası suçlamasıyla hakkında soruşturma açıldı. Aynı sıralarda yeni görev yeri olan Akçaabat'a tayin edildi. Davası Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü ve görevden el çektirilerek 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. O dönemde Trabzon'daki sol ve sosyalist çevrelerden güçlü bir destek gördü. Yargıtaya taşınan davası, aralarında Cemal Reşit Eyüboğlu'nun da bulunduğu bir grup avukat tarafından üstlenildi. Mahkumiyeti bozuldu ve beraat ederek görevine geri döndü.

Dönemin Trabzonlu sosyalist aydınlarından ve aynı zaman TİP Trabzon İl Başkanı olan Attila Aşut, kendisiyle yapılan bir söyleşide, onun bu kitabının devleti neden bu denli rahatsız ettiğini, şu tespitlerle açıkladı:

"...Ali Faik Cihan’ın ünlendiği dönemde, sosyalist klasikler yeni yeni çevrilmeye başlamıştı Türkçeye. Hepimiz aç kurtlar gibi bu çevirilere saldırıyor, bilimsel sosyalizmi öğrenmeye çalışıyorduk. Çevirmenler de henüz bugünkü kadar yetkin değillerdi. Çoğu çevirilerin dili ağır, anlatımı karmaşıktı. Ali Faik Cihan böyle bir ortamda yüzde yüz yerli bir “Sosyalist Türkiye” kitabı yazdı. Zaten kızılca kıyamet de bu yüzden koptu! Kitapta Türkiye’nin toplumsal gerçekleri eleştirel bir gözle değerlendiriliyor ve sonuçlar çıkarılıyordu. Marx’ın, Engels’in, Lenin’in kuramsal yapıtları -belki de pek anlaşılmadığı için- piyasada serbestçe satılırken, Faik Bey'in kitabı olay oldu, Türkiye’yi salladı. Çünkü o, kendine özgü üslubuyla her konuyu “bizden” örneklerle anlatmıştı. Sosyalizm konusunda hiçbir şey bilmeyen sıradan insanların bile anlayabilecekleri yalınlıkta bir kitap yazmıştı. Belki de bu yüzden devlet onu hiç bağışlamadı..." [1]

Devlet onu gerçekten de hiç bağışlamamış, peşini bırakmamıştı. 1971 askeri darbesini izleyen süreçte, Trabzon çevresinde gerçekleştirilen bir toplu tevkifatla bir kez daha tutuklandı. Kendisi gibi sol, sosyalist muhalif 60 civarında kişiyle birlikte, yargılanmak üzere İstanbul'a gönderildi. O dönemde yolları kendisiyle bir şekilde Trabzon'da kesişen ünlü bazı isimlerle birlikte "Titrek Hamsi Örgütü" adıyla tarihe geçen bir soruşturmada uzun süre tutuklu olarak sorgulandı. [2]

Emekli olduktan sonra mesleğini avukat olarak sürdürdü.

29 Ağustos 2002'de hayatını kaybetti.

Eserleri

  • Acı Ama Gerçek (1961)
  • Sosyalist Türkiye (1965)
  • Gençlik İçin Strateji ve Taktik (1968)
  • Sosyal Sınıflar ve Siyasal Partiler Üzerine (1976)
  • Dostlar ve Düşmanlar: 1945-1989 Cumhuriyetin Kısa Tarihi (1988)

Kaynakça