"Nestor Lakoba" sayfasının sürümleri arasındaki fark
20. satır: | 20. satır: | ||
==Kaynakça== | ==Kaynakça== | ||
[[Kategori: Önemli Kişiler]] | [[Kategori: Önemli Kişiler]] | ||
+ | [[Kategori: Kartvelizm Terörü Kurbanları]] |
02.38, 24 Ağustos 2023 tarihindeki hâli
Nestor Lakoba (1893-1936) Lohine doğumlu siyasetçidir.
Sovyet devrimi sürecinde Abaza toplumunun devrimci bolşevik önderi olarak tanınmış, ardından Abhazya özerk yönetiminin filli liderliğini üstlenmiştir. Yaşamı boyunca etnisite ayrımı gözetmeksizin, Lenin'in kültürel çeşitlilik ve toplumsal kimliklerin özgürlüğü ilkelerinin destekçisi olmuştur.
İsmi
Gudauta çevresinde yerleşik köklü bir aileyi temsil eden soyadı, Abaza toplumunun karakteristik Kolhik soy ismi formu olan [...+BA] kalıbındadır. Doğuştan işitme kaybı sorunu olduğu için Abazaca "sağır" anlamına gelen Adagua lakabı ile de anılırdı.
Hayatı
1893 yılında Gudauta yakınlarındaki Lohine köyünde doğdu.
Babası, kendisi doğmadan önce zengin toprak sahiplerine isyan ettiği için öldürülmüş bir köylüydü. Kendisi de ailesinin zorlukla kayıt yaptırdığı bir dinî okuldan, henüz 18 yaşındayken devrimci faaliyetleri gerekçesiyle atıldı. 1912 Eylül ayından itibaren Bolşevik hareketine katıldı ve 1917 devrimine dek Kafkasya'nın farklı bölgelerinde propaganda ve örgütlenme faaliyeti yürüttü. Devrim sonrasında, bir diğer Bolşevik Abaza önder olan Efrem Eşba ile birlikte Abaza topraklarında bolşevik egemenliğini sağlamak için 1921 yılına dek mücadele etti. O süreçte Lenin'in Kafkasya bölgesindeki en güvendiği isimlerden biriydi, birçok kez bizzat Lenin tarafından Türkiye dahil çeşitli özel görevlere gönderildi. Baku Doğu Halkları Kongresi sürecinde Mustafa Suphi'ye TKP'nin kuruluş çalışmaları için destek verdi. Bu arada Batum'da Sariye Cihoğlu ile evlendi. Ertesi yıl Abhazya Halk Komiserleri Konseyi başkanlığına seçildi. 1924 yılında Lenin'in ölümünden sonra Moskova'da başlayan yeni iktidar mücadelesinde, kendisine ve memleketine destek sözü veren Stalin'in tarafında yer aldı. Bu söz uzun bir süre tutuldu ve gerçekte özerk statüde olmasına rağmen Abhazya, neredeyse defakto bir birlik cumhuriyeti statüsünde yönetildi.[1]
Stalin'den farklı olarak, yerel kollektifleşmede Lenin'in "zamana yayılan aşamalı dönüşüm" doktrinini uygulaması gibi birkaç konuda anlaşmazlık yaşasalar da, onunla sürdürdüğü karşılıklı mecburiyete dayalı ittifak ve yakınlık 1935 yılına dek sürdü. Ancak Lakoba'nın şahsi varlığının, Stalin'in himayesinde palazlanan Gürcü milliyetçiliği ve Kartvelizm hareketi önündeki en büyük engellerden biri oluşu, bu ilişkinin sonunu getirecek asıl önemli sorundu. Aynı zamanda, on yıllık süreçte devrimci, bolşevik kadroları adım adım tasfiye edip kendi kişi kültünü yaratan, tek adam rejimini perçinleyen Stalin'in de artık onun yerel desteğine ihtiyacı kalmamıştı. İçişleri Bakanı unvanı ile merkeze çekilme planına karşı çıktı. Bunun üzerine Abhazya dahil kağıt üzerinde Tiflis'e bağlı tüm özerk veya yarı özerk bölgelerde yer adlarının Gürcü gramerine uygun hale getirilmesine yönelik bir kanun hükmünde kararname Stalin'in imzasıyla yürürlüğe konuldu. Batum; Batumi, Kutais; Kutaisi olurken, Abhazya başkenti Sohum da Sohumi olmuştu. Bunun üzerine Moskova'ya giderek Stalin ile son kez görüştü ve Abhazya'nın statüsünün değiştirilmesi talebini ileti. İsteği kabul edilmedi.[2]
Moskova'dan dönüşünden hemen sonra, Stalin'in tetikçisi olarak bilinen Gizli Servis başkanı Lavrenti Beria tarafında acil olarak Tiflis'e çağrıldı. 28 Aralık 1936 günü yapılan görüşmede kendisine dayatılan Gürcü tarafının yeni taleplerini kabul etmedi. Bunun üzerine infaz edilmesine karar verildi. Ancak muhtemelen arkasındaki güçlü toplumsal destek ve olası bir Abaza isyanı riski nedeniyle açıkça katledilmesi uygun bulunmadı. Aynı gün davet edildiği yemekte potasyum siyanür ile zehirlenerek öldürüldü. Kamuoyuna ölüm nedeni kalp krizi olarak açıklandı. Cenazesi trenle Sohum'a gönderildi. Oradaki cenaze töreninin tahminlerin ötesinde bir katılımla gerçekleşmesi, gerginliğin giderek artması Moskova ve Tiflis'i tedirgin etmeye başladı. Stalin herhangi bir taziye mesajı yayımlamadı. Mumyalanarak Sohum Botanik parkında bir katafalkta halkın ziyaretine açılmış olan naaşı Beria'nın emri ile birkaç hafta sonra kaçırılarak yok edildi. Eşi ve oğlu dahil büyün yakın akrabaları tutuklanarak, Lakoba'nın bir vatan haini olduğunu açıklamaları istendi. Bu buyruk kabul edilmeyince, sonraki bir sene içinde hepsi ağır işkencelerle öldürüldüler. Ardından yapılan resmi açıklamada Lakoba ve ailesinin "halk düşmanı" olduğu ilan edildi.[3]
Kartvelizm Terörü döneminin en önemli kurbanlarından biri olan ve 1953 yılında Stalin'in ölümümün ardından, hakkındaki asılsız suçlamalar düşürülerek itibarı resmen iade edilen Nestor Lakoba'nın bir mezarı bulunmamaktadır. Günümüzde Abaza toplumu genelinde önde gelen halk kahramanlarından biri olarak kabul edilir.