"Bahattin Çamurali" sayfasının sürümleri arasındaki fark
(→Hayatı) |
|||
9. satır: | 9. satır: | ||
Kemençe ve tulum ile içli dışlı bir sülale çevresinde büyüdü. Yakın akrabası Hasan Çamurali, tulumu hem imal eden hem de çalan bir üstad olarak [[Sürmene]]'nin bilinen son tulumcusuydu. İleride bazı eserlerinde ona kaynak kişi olacak diğer büyükleri Murat Çamurali ve İbrahim Çamurali de yetenekli kemençecilerdi.<ref name=":0">Mehmet Bilgin (2020) "Trabzon'un Tanınmış Kemençecilerinden: Bahattin Çamurali" s.463-487</ref> | Kemençe ve tulum ile içli dışlı bir sülale çevresinde büyüdü. Yakın akrabası Hasan Çamurali, tulumu hem imal eden hem de çalan bir üstad olarak [[Sürmene]]'nin bilinen son tulumcusuydu. İleride bazı eserlerinde ona kaynak kişi olacak diğer büyükleri Murat Çamurali ve İbrahim Çamurali de yetenekli kemençecilerdi.<ref name=":0">Mehmet Bilgin (2020) "Trabzon'un Tanınmış Kemençecilerinden: Bahattin Çamurali" s.463-487</ref> | ||
− | Böyle bir çevreye sahip olmasına rağmen kendisi, ablasının da teşviki ile bu sanatı çocukluk döneminin en büyük kemençecilerinden [[Hüseyin Dilaver]]'den öğrenmeyi tercih etti. 8 yaşından itibaren bir yıl boyunca, her hafta dere tepe kilometrelerce yol katederek [[Aso]] köyünde yaşayan Hüseyin Dilaver'den kemençe dersleri almaya gitti. En büyük destekçisi olan ablası, yevmiyeci olarak çalışarak biriktiği paralarla kendisine ilk kemençesini satın aldığında ise henüz daha 9 yaşındaydı. Artık her gün okula kitaplarının yanında kemençesini de götürüyordu. Bir süre sonra sadece kemençeyle gitmeye başladığında da artık nihai yolunu | + | Böyle bir çevreye sahip olmasına rağmen kendisi, ablasının da teşviki ile bu sanatı çocukluk döneminin en büyük kemençecilerinden [[Hüseyin Dilaver]]'den öğrenmeyi tercih etti. 8 yaşından itibaren bir yıl boyunca, her hafta dere tepe kilometrelerce yol katederek [[Aso]] köyünde yaşayan Hüseyin Dilaver'den kemençe dersleri almaya gitti. En büyük destekçisi olan ablası, yevmiyeci olarak çalışarak biriktiği paralarla kendisine ilk kemençesini satın aldığında ise henüz daha 9 yaşındaydı. Artık her gün okula kitaplarının yanında kemençesini de götürüyordu. Bir süre sonra sadece kemençeyle gitmeye başladığında da artık nihai yolunu çizmişti.<ref name=":0" /> |
− | 1960'lı ve 70'li | + | 1960'lı ve 70'li yıllar, üretkenliğinin zirvesinde olduğu dönemlerdi. Bireysel özgürlüğüne düşkün karakteri nedeniyle olsa gerek, o süreçte TRT'den gelen bir kadro teklifini nazik bir gerekçeyle geri çevirmişti.<ref name=":0" /> (O yıllarda plakları ve sayısı kasetleri çıkmış olmasına, ayrıca her biri yüzbinler satmış korsan albümlerinin varlığına rağmen, ne yazık ki günümüze ulaşabilmiş yeterli kalitede bir stüdyo kaydı dahi bulunmamaktadır.) |
'''27 Nisan 1991''' tarihinde İstanbul'da vefat etti. | '''27 Nisan 1991''' tarihinde İstanbul'da vefat etti. |
12.50, 7 Aralık 2020 tarihindeki hâli
Bahattin Çamurali (1931-1991) Sürmene doğumlu halk ozanı ve müzisyendir.
Sürmene ekolü olarak bilinen kemençe tarzının son otantik temsilcisi olarak tanınır ve 20. yüzyılın en önemli kemençecilerinden biri olarak kabul edilir.
Hayatı
1931 yılında Sürmene yakınlarında, Cida köyünde doğdu.
Kemençe ve tulum ile içli dışlı bir sülale çevresinde büyüdü. Yakın akrabası Hasan Çamurali, tulumu hem imal eden hem de çalan bir üstad olarak Sürmene'nin bilinen son tulumcusuydu. İleride bazı eserlerinde ona kaynak kişi olacak diğer büyükleri Murat Çamurali ve İbrahim Çamurali de yetenekli kemençecilerdi.[1]
Böyle bir çevreye sahip olmasına rağmen kendisi, ablasının da teşviki ile bu sanatı çocukluk döneminin en büyük kemençecilerinden Hüseyin Dilaver'den öğrenmeyi tercih etti. 8 yaşından itibaren bir yıl boyunca, her hafta dere tepe kilometrelerce yol katederek Aso köyünde yaşayan Hüseyin Dilaver'den kemençe dersleri almaya gitti. En büyük destekçisi olan ablası, yevmiyeci olarak çalışarak biriktiği paralarla kendisine ilk kemençesini satın aldığında ise henüz daha 9 yaşındaydı. Artık her gün okula kitaplarının yanında kemençesini de götürüyordu. Bir süre sonra sadece kemençeyle gitmeye başladığında da artık nihai yolunu çizmişti.[1]
1960'lı ve 70'li yıllar, üretkenliğinin zirvesinde olduğu dönemlerdi. Bireysel özgürlüğüne düşkün karakteri nedeniyle olsa gerek, o süreçte TRT'den gelen bir kadro teklifini nazik bir gerekçeyle geri çevirmişti.[1] (O yıllarda plakları ve sayısı kasetleri çıkmış olmasına, ayrıca her biri yüzbinler satmış korsan albümlerinin varlığına rağmen, ne yazık ki günümüze ulaşabilmiş yeterli kalitede bir stüdyo kaydı dahi bulunmamaktadır.)
27 Nisan 1991 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
Eserleri
Bestesi, güftesi, özgün yorumu veya derlemesi kendisine ait eserlerden en bilinenleri şunlardır:
- Duman aldi dağlari
- Mektup yazdum alasun
- Sen bu yaylalari
- Pabuçlarım delindi
- Maçka yolları taşli