"Dimitri Miço Parçalidi" sayfasının sürümleri arasındaki fark

Okune sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 35 değişikliği gösterilmiyor)
1. satır: 1. satır:
 
[[Dosya:Dimitri_Mitso_Partsalidi.jpg|400px|thumb|Dimitri (Miço) Parçalidi]]
 
[[Dosya:Dimitri_Mitso_Partsalidi.jpg|400px|thumb|Dimitri (Miço) Parçalidi]]
Dimitri (Miço) Parçalidi (1905-1980) [[Trabzon]] doğumlu siyasetçidir.  
+
Dimitri (Miço) Parçalidi (1903-1980) [[Trabzon]] doğumlu siyasetçidir.
 +
 
 +
Özellikle 2. Dünya Savaşı öncesinde Yunanistan Komünist Partisi'nin önde gelen isimleri arasında yer almış ve o yılların en önemli halk önderlerinden biri olarak tanınmıştır.<ref>Nikos Marantzidis (2013) "The Greek Civil War (1944–1949) and the International Communist System" s.25-54</ref> 
 +
 
 +
==İsmi==
 +
Zaman içinde ismiyle bütünleşen "Miço" lakabı, gerçekte onun direniş ve iç savaş dönemlerinde kullandığı kod adıydı ve daha sonra siyasi yaşamı boyunca da o adla anıldı. Parçalidi soyadı ise günümüzde [[Maçka]] yakınlarındaki [[Hozari]] köyü ve [[Melese Deresi]] çevresinde yerleşik '''Parçali''' sülale adıyla benzerlik göstermekle birlikte bu konuda kesin bir bilgi yoktur.  
  
 
==Hayatı==
 
==Hayatı==
'''1905''' yılında [[Trabzon]]'da doğdu.  
+
'''1903''' yılında [[Trabzon]]'da doğdu.  
  
 +
'''1923''' tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan [[1923 Nüfus Mübadelesi|Nüfus Mübadelesi]] anlaşması öncesinde ve sonrasında gerçekleşen karşılıklı zorunlu göçler kapsamında memleketini terk etti ve '''1924''' yılında ailesiyle birlikte Selanik'e yerleşti. Orada aynı yıl hukuk eğitimi görmeye başladı. İlerleyen yıllarda siyasi faaliyetleri ve sendikal örgütlenmeye yönelik girişimleri nedeniyle sık sık tutuklandı, hapis yattı. Özellikle Kavala çevresinde tütün işçilerinin sendikal örgütlenmesine ön ayak oluşuyla adını duyurdu. '''1932''' seçimlerinde Kavala'dan ilk kez milletvekili seçildiğinde de yine hapisteydi.
  
Dönemin Trabzonlu sosyalist aydınlarından ve aynı zaman TİP Trabzon İl Başkanı olan Attila Aşut, kendisiyle yapılan bir söyleşide, onun bu kitabının devleti neden bu denli rahatsız ettiğini, şu tespitlerle açıkladı:
+
'''11 Şubat 1934''''de Komünist Parti'nin Kavala şehri belediye başkan adayı olarak katıldığı yerel seçimleri kazandı ve henüz 29 yaşındayken Yunanistan tarihinde seçimle iş başına gelmiş ilk Komünist belediye başkanı oldu. Ancak kısa sürede hükümet tarafından görevden el çektirilerek sürgün cezası aldı ve yerine kayyum atandı. Bunun üzerine illegal mücadeleye dahil oldu ve Yunanistan Komünist Partisi'nin merkez komitesine alındı.<ref>Heinz A. Richter (2002) "The Greek Communist Party and the Communist International" s.111-140</ref>
  
<blockquote>
+
'''1938''' yılında tekrar tutuklandı ve hapse atıldı. Alman işgali süresince tutsaklığı devam etti. '''Mart 1944''''de hapishaneden kaçarak Nazi işgaline karşı komünistlerin öncülüğünde örgütlenen birleşik Ulusal Kurtuluş Cephesi direniş hareketine katıldı. Kısa bir süre sonra da tüm bileşenlerin ortak kararıyla hareketin genel sekreterliğini üstlendi. İşgalin sona ermesini takiben '''Aralık 1944''''te Atina'da kurulan kralcı hükümetle uzlaşma müzakerelerinde KP ve UKC adına yer aldı. İngiltere gözetiminde geçici bir anlaşma imzalansa da kısa bir süre sonra iç savaş patlak verdi. Bunun üzerinde kuzeyde bazı bölgeler denetim altına alınarak Geçici Demokratik Hükümet kuruldu. Ancak iç savaş, [[Yosif Cuğaşvili|Stalin]] ile Batılı liderler arasında varılan alan paylaşımı mutabakatı nedeniyle uluslararası destekten yoksun kalan direnişçilerin aleyhine gelişti. Yenilginin kaçınılmaz göründüğü son aşamalarda, bu kez de demokratik hükümetin başkanlığını üstlenmesi istendi. Hukukçu kimliği nedeniyle kendisinden hükümetle olabildiğince güvenli bir silah bırakma anlaşması imzalaması beklendi. Ancak hükümetin yapılan anlaşmaya sadık kalmaması, silah bırakan çok sayıda direnişçiyi katletmesi nedeniyle, bu akıbetin sorumlusu olarak görüldü ve günah keçisi ilan edildi. Sonrasında da parti içinde büyük tepki çekti, dışlandı.  
''"...Ali Faik Cihan’ın ünlendiği dönemde, sosyalist klasikler yeni yeni çevrilmeye başlamıştı Türkçeye. Hepimiz aç kurtlar gibi bu çevirilere saldırıyor, bilimsel sosyalizmi öğrenmeye çalışıyorduk. Çevirmenler de henüz bugünkü kadar yetkin değillerdi. Çoğu çevirilerin dili ağır, anlatımı karmaşıktı. Ali Faik Cihan böyle bir ortamda yüzde yüz yerli bir “Sosyalist Türkiye” kitabı yazdı. Zaten kızılca kıyamet de bu yüzden koptu! Kitapta Türkiye’nin toplumsal gerçekleri eleştirel bir gözle değerlendiriliyor ve sonuçlar çıkarılıyordu. Marx’ın, Engels’in, Lenin’in kuramsal yapıtları -belki de pek anlaşılmadığı için- piyasada serbestçe satılırken, Faik Bey'in kitabı olay oldu, Türkiye’yi salladı. Çünkü o, kendine özgü üslubuyla her konuyu “bizden” örneklerle anlatmıştı. Sosyalizm konusunda hiçbir şey bilmeyen sıradan insanların bile anlayabilecekleri yalınlıkta bir kitap yazmıştı. Belki de bu yüzden devlet onu hiç bağışlamadı..."'' <ref>Ömer Asan (2019) [https://gazeteistanbul.com/sosyalist-turkiye-yazari-ali-faik-cihan-ustune-attila-asutla-soylesi "Sosyalist Türkiye yazarı Ali Faik Cihan üstüne Attila Aşut’la söyleşi"]</ref>
 
</blockquote> 
 
  
Devlet onu gerçekten de hiç bağışlamamış, peşini bırakmamıştı. '''1971''' askeri darbesinin hemen ardından, [[Trabzon]] çevresinde gerçekleştirilen bir toplu tevkifatla bir kez daha tutuklandı. Kendisi gibi sol, sosyalist muhalif 60 kişiyle birlikte, yargılanmak üzere İstanbul'a gönderildi. O dönemde yolları kendisiyle bir şekilde Trabzon'da kesişen ünlü bazı isimlerle birlikte "[[Titrek Hamsi Hücresi]]" adıyla tarihe geçen bir davada uzun süre tutuklu olarak yargılandı. <ref>Orhan Gazi Ertekin (2018) [https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2018/08/30/sosyalist-hakim-ali-faik-cihan-kibriti-cakmak-benzini-tutusturmak "Sosyalist hakim' Ali Faik Cihan: Kibriti çakmak, benzini tutuşturmak!"]</ref>
+
'''29 Ağustos 1949''''da nihai yenilgiyle sonuçlanan bu iç savaş sonrasında, diğer parti önderleriyle birlikte ülke dışına çıktı ve uzun bir süre sürgün hayatı yaşayacağı Sovyetler Birliği'ne geçti. Orada, iç savaştaki başarısızlıkla ilgili parti yönetimine yönelttiği eleştiriler sonucu, '''Ekim 1950''''de sürgün hükümeti başkanlığından azledildi. İki yıl kadar sonra da partiden ihraç edildi. Ancak '''1953''''te Stalin'in ölümü ile birlikte, Yunanistan Komünist Partisi yönetimi devrildi ve örgüt yeniden yapılandı. Bir süre sonra kendisine de üyeliği iade edildi. Ancak yaşadıklarından sonra bir daha asla öncü bir role soyunmadı. Buna rağmen yaşamının sonuna dek, partinin akil adamlarından biri olarak görüldü. Hatta '''Ekim 1971''''de bile, yeniden alevlenen iç çatışmalar sırasında ülke genelinde tutuklanan "tehlikeli" komünist önderler arasındaydı.<ref>Martin Eve & Marion Sarafis (1990) "Background to Contemporary Greece" s.281</ref>
  
 
'''1978''' yılında anılarını yayınladı.  
 
'''1978''' yılında anılarını yayınladı.  
24. satır: 28. satır:
  
 
[[Kategori: Önemli Kişiler]]
 
[[Kategori: Önemli Kişiler]]
 +
[[Kategori: Trabzon Rumları]]

07.24, 6 Şubat 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Dimitri (Miço) Parçalidi

Dimitri (Miço) Parçalidi (1903-1980) Trabzon doğumlu siyasetçidir.

Özellikle 2. Dünya Savaşı öncesinde Yunanistan Komünist Partisi'nin önde gelen isimleri arasında yer almış ve o yılların en önemli halk önderlerinden biri olarak tanınmıştır.[1]

İsmi

Zaman içinde ismiyle bütünleşen "Miço" lakabı, gerçekte onun direniş ve iç savaş dönemlerinde kullandığı kod adıydı ve daha sonra siyasi yaşamı boyunca da o adla anıldı. Parçalidi soyadı ise günümüzde Maçka yakınlarındaki Hozari köyü ve Melese Deresi çevresinde yerleşik Parçali sülale adıyla benzerlik göstermekle birlikte bu konuda kesin bir bilgi yoktur.

Hayatı

1903 yılında Trabzon'da doğdu.

1923 tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan Nüfus Mübadelesi anlaşması öncesinde ve sonrasında gerçekleşen karşılıklı zorunlu göçler kapsamında memleketini terk etti ve 1924 yılında ailesiyle birlikte Selanik'e yerleşti. Orada aynı yıl hukuk eğitimi görmeye başladı. İlerleyen yıllarda siyasi faaliyetleri ve sendikal örgütlenmeye yönelik girişimleri nedeniyle sık sık tutuklandı, hapis yattı. Özellikle Kavala çevresinde tütün işçilerinin sendikal örgütlenmesine ön ayak oluşuyla adını duyurdu. 1932 seçimlerinde Kavala'dan ilk kez milletvekili seçildiğinde de yine hapisteydi.

11 Şubat 1934'de Komünist Parti'nin Kavala şehri belediye başkan adayı olarak katıldığı yerel seçimleri kazandı ve henüz 29 yaşındayken Yunanistan tarihinde seçimle iş başına gelmiş ilk Komünist belediye başkanı oldu. Ancak kısa sürede hükümet tarafından görevden el çektirilerek sürgün cezası aldı ve yerine kayyum atandı. Bunun üzerine illegal mücadeleye dahil oldu ve Yunanistan Komünist Partisi'nin merkez komitesine alındı.[2]

1938 yılında tekrar tutuklandı ve hapse atıldı. Alman işgali süresince tutsaklığı devam etti. Mart 1944'de hapishaneden kaçarak Nazi işgaline karşı komünistlerin öncülüğünde örgütlenen birleşik Ulusal Kurtuluş Cephesi direniş hareketine katıldı. Kısa bir süre sonra da tüm bileşenlerin ortak kararıyla hareketin genel sekreterliğini üstlendi. İşgalin sona ermesini takiben Aralık 1944'te Atina'da kurulan kralcı hükümetle uzlaşma müzakerelerinde KP ve UKC adına yer aldı. İngiltere gözetiminde geçici bir anlaşma imzalansa da kısa bir süre sonra iç savaş patlak verdi. Bunun üzerinde kuzeyde bazı bölgeler denetim altına alınarak Geçici Demokratik Hükümet kuruldu. Ancak iç savaş, Stalin ile Batılı liderler arasında varılan alan paylaşımı mutabakatı nedeniyle uluslararası destekten yoksun kalan direnişçilerin aleyhine gelişti. Yenilginin kaçınılmaz göründüğü son aşamalarda, bu kez de demokratik hükümetin başkanlığını üstlenmesi istendi. Hukukçu kimliği nedeniyle kendisinden hükümetle olabildiğince güvenli bir silah bırakma anlaşması imzalaması beklendi. Ancak hükümetin yapılan anlaşmaya sadık kalmaması, silah bırakan çok sayıda direnişçiyi katletmesi nedeniyle, bu akıbetin sorumlusu olarak görüldü ve günah keçisi ilan edildi. Sonrasında da parti içinde büyük tepki çekti, dışlandı.

29 Ağustos 1949'da nihai yenilgiyle sonuçlanan bu iç savaş sonrasında, diğer parti önderleriyle birlikte ülke dışına çıktı ve uzun bir süre sürgün hayatı yaşayacağı Sovyetler Birliği'ne geçti. Orada, iç savaştaki başarısızlıkla ilgili parti yönetimine yönelttiği eleştiriler sonucu, Ekim 1950'de sürgün hükümeti başkanlığından azledildi. İki yıl kadar sonra da partiden ihraç edildi. Ancak 1953'te Stalin'in ölümü ile birlikte, Yunanistan Komünist Partisi yönetimi devrildi ve örgüt yeniden yapılandı. Bir süre sonra kendisine de üyeliği iade edildi. Ancak yaşadıklarından sonra bir daha asla öncü bir role soyunmadı. Buna rağmen yaşamının sonuna dek, partinin akil adamlarından biri olarak görüldü. Hatta Ekim 1971'de bile, yeniden alevlenen iç çatışmalar sırasında ülke genelinde tutuklanan "tehlikeli" komünist önderler arasındaydı.[3]

1978 yılında anılarını yayınladı.

22 Haziran 1980'de Atina'da öldü.

Eserleri

  • Dipli Apokatastasi tis Ethnikis Antistasis (1978)

Kaynakça

  1. Nikos Marantzidis (2013) "The Greek Civil War (1944–1949) and the International Communist System" s.25-54
  2. Heinz A. Richter (2002) "The Greek Communist Party and the Communist International" s.111-140
  3. Martin Eve & Marion Sarafis (1990) "Background to Contemporary Greece" s.281