"Can Yücel" sayfasının sürümleri arasındaki fark
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 16 değişikliği gösterilmiyor) | |||
2. satır: | 2. satır: | ||
==Hayatı== | ==Hayatı== | ||
− | '''21 Ağustos 1926''''da İstanbul'da [[Hasan | + | '''21 Ağustos 1926''''da İstanbul'da [[Hasan Ali Yücel]]'in oğlu olarak dünyaya geldi. |
− | + | '''1943''' yılında Ankara'da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde [[Latince]] ve [[Antik Yunanca]] üzerine başladığı üniversite öğrenimini yarıda bırakarak İngiltere'ye gitti. Orada Kembriç Üniversitesi'nde filoloji okurken, bir yandan da o sıralarda kendisi gibi İngiltere'de bulunan [[Bedri Rahmi Eyüboğlu]] gibi dönemin önemli şair ve yazarlarıyla tanıştı. '''1945''' yılından itibaren çeşitli edebiyat dergilerinde şiirleri yayımlanmaya başladı. '''1953''''den itibaren 5 yıl süreyle BBC Türkçe Servisi'nde spiker olarak çalıştı. '''1958''''de Türkiye'ye dönüşünün ardından bir dönem turist rehberliği, çevirmenlik ve memurluk gibi işlerde çalıştı. Birkaç yıllık bu sürecin sonrasında kendini büyük ölçüde şiire ve edebiyata verdi, ilk bağımsız çevirilerini kaleme almaya başladı. '''1965''' yılında Türkiye'de tarihi zirvesine ulaşan parlementer sol muhalefetin yarattığı siyasi rüzgarın da etkisiyle, o tarihten itibaren şiirlerinde ve yazılarında açık muhalif bir tarz sergilemeye başladı.<ref>Nigar Çoymak (2005) "Modernlik ve Çeviri" s.100-155</ref> | |
− | + | Çevirilerini yaptığı Che Guevara'nın "Gerilla Harbi" ve "İnsan ve Sosyalizm" kitapları nedeniyle '''12 Mart 1971''' darbesi sürecinde yargılandı. 15 yıla mahkum olup hapse girdi. '''1974'''’de çıkarılan genel afla hapisten çıktı. '''12 Eylül 1980''' darbesini takiben, yoğun argo ve küfür içeren "Rengahenk" adlı kitabı müstehcenlik gerekçesiyle toplatıldı. Buna yönelik tepkisini daha sonra şu sözlerle dile getirdi: | |
− | |||
− | '''12 Eylül 1980''' darbesini takiben, yoğun argo ve küfür içeren "Rengahenk" adlı kitabı müstehcenlik gerekçesiyle toplatıldı. Buna yönelik tepkisini daha sonra şu sözlerle dile getirdi: | ||
<blockquote> | <blockquote> | ||
''"Genel olarak sadece babam değil bütün ev ‘harbi’ konuşurdu. Zaten İstanbul lehçesini nedense pek kibar bir lehçe diye tanırlar. Hâlbuki değil. İstanbullu ince ince küfürlü konuşur. En kibarları saraylılardır. Onlar bile icabında küfür eder. Biz evde rahat konuşurduk, babamın arkadaşları gelirdi onlar da öyle konuşurdu. Benim dostlarım, şairler de, ressamlar da öyle. Hepsi küfür eder, düşündüklerini harbi harbi söyler. E, onlarla konuşa konuşa ben de kaptım bir şeyler tabii. Türkiye’de insanlara tanınan özgürlüklerden kala kala bir küfür etme özgürlüğü kaldı. Onu da elden kaptırdın mı geriye bir şey kalmaz. Onun için sıkı durmak lazım. Küfür etme özgürlüğüne sahip çıkmak lazım. Ele vermemek lazım.”'' | ''"Genel olarak sadece babam değil bütün ev ‘harbi’ konuşurdu. Zaten İstanbul lehçesini nedense pek kibar bir lehçe diye tanırlar. Hâlbuki değil. İstanbullu ince ince küfürlü konuşur. En kibarları saraylılardır. Onlar bile icabında küfür eder. Biz evde rahat konuşurduk, babamın arkadaşları gelirdi onlar da öyle konuşurdu. Benim dostlarım, şairler de, ressamlar da öyle. Hepsi küfür eder, düşündüklerini harbi harbi söyler. E, onlarla konuşa konuşa ben de kaptım bir şeyler tabii. Türkiye’de insanlara tanınan özgürlüklerden kala kala bir küfür etme özgürlüğü kaldı. Onu da elden kaptırdın mı geriye bir şey kalmaz. Onun için sıkı durmak lazım. Küfür etme özgürlüğüne sahip çıkmak lazım. Ele vermemek lazım.”'' | ||
</blockquote> | </blockquote> | ||
− | + | Onun bu argo tutkusu, yaşamının son döneminde giderek sertleşen sivri dilli muhalefetini de epey renklendirmişti. Son yıllarında aleyhine açılan davalar nedeniyle mahkemelerin müdavimi olan Can Yücel'in, bir duruşmada hakime hitaben söylediği "Bizim memlekette göte göt denir" vecizesi de şiirleri gibi hafızalara kazınmıştı. | |
− | [[ | + | '''12 Ağustos 1999''' tarihinde İzmir'de öldü. Vasiyeti doğrultusunda Datça'da gömüldü. Ölüm yıldönümü anmalarında dostları tarafından toprağına [[Trabzon Şarabı|şarap]] döküldüğü gerekçesiyle yerel yöneticiler tarafından hedef gösterilmesi sonucu, mezarı ölümünden 12 yıl sonra tahrip edildi. |
==Eserleri== | ==Eserleri== | ||
+ | [[Dosya:Can_Yücel.jpg|500px|thumb|Can Yücel]] | ||
* Yazma (1950) | * Yazma (1950) | ||
* Sevgi Duvarı (1974) | * Sevgi Duvarı (1974) | ||
36. satır: | 35. satır: | ||
==Kaynakça== | ==Kaynakça== | ||
+ | |||
+ | [[Kategori: Önemli Kişiler]] |
06.20, 4 Temmuz 2022 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
Can Yücel (1926-1999) Görele asıllı şair ve yazardır.
Hayatı
21 Ağustos 1926'da İstanbul'da Hasan Ali Yücel'in oğlu olarak dünyaya geldi.
1943 yılında Ankara'da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde Latince ve Antik Yunanca üzerine başladığı üniversite öğrenimini yarıda bırakarak İngiltere'ye gitti. Orada Kembriç Üniversitesi'nde filoloji okurken, bir yandan da o sıralarda kendisi gibi İngiltere'de bulunan Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi dönemin önemli şair ve yazarlarıyla tanıştı. 1945 yılından itibaren çeşitli edebiyat dergilerinde şiirleri yayımlanmaya başladı. 1953'den itibaren 5 yıl süreyle BBC Türkçe Servisi'nde spiker olarak çalıştı. 1958'de Türkiye'ye dönüşünün ardından bir dönem turist rehberliği, çevirmenlik ve memurluk gibi işlerde çalıştı. Birkaç yıllık bu sürecin sonrasında kendini büyük ölçüde şiire ve edebiyata verdi, ilk bağımsız çevirilerini kaleme almaya başladı. 1965 yılında Türkiye'de tarihi zirvesine ulaşan parlementer sol muhalefetin yarattığı siyasi rüzgarın da etkisiyle, o tarihten itibaren şiirlerinde ve yazılarında açık muhalif bir tarz sergilemeye başladı.[1]
Çevirilerini yaptığı Che Guevara'nın "Gerilla Harbi" ve "İnsan ve Sosyalizm" kitapları nedeniyle 12 Mart 1971 darbesi sürecinde yargılandı. 15 yıla mahkum olup hapse girdi. 1974’de çıkarılan genel afla hapisten çıktı. 12 Eylül 1980 darbesini takiben, yoğun argo ve küfür içeren "Rengahenk" adlı kitabı müstehcenlik gerekçesiyle toplatıldı. Buna yönelik tepkisini daha sonra şu sözlerle dile getirdi:
"Genel olarak sadece babam değil bütün ev ‘harbi’ konuşurdu. Zaten İstanbul lehçesini nedense pek kibar bir lehçe diye tanırlar. Hâlbuki değil. İstanbullu ince ince küfürlü konuşur. En kibarları saraylılardır. Onlar bile icabında küfür eder. Biz evde rahat konuşurduk, babamın arkadaşları gelirdi onlar da öyle konuşurdu. Benim dostlarım, şairler de, ressamlar da öyle. Hepsi küfür eder, düşündüklerini harbi harbi söyler. E, onlarla konuşa konuşa ben de kaptım bir şeyler tabii. Türkiye’de insanlara tanınan özgürlüklerden kala kala bir küfür etme özgürlüğü kaldı. Onu da elden kaptırdın mı geriye bir şey kalmaz. Onun için sıkı durmak lazım. Küfür etme özgürlüğüne sahip çıkmak lazım. Ele vermemek lazım.”
Onun bu argo tutkusu, yaşamının son döneminde giderek sertleşen sivri dilli muhalefetini de epey renklendirmişti. Son yıllarında aleyhine açılan davalar nedeniyle mahkemelerin müdavimi olan Can Yücel'in, bir duruşmada hakime hitaben söylediği "Bizim memlekette göte göt denir" vecizesi de şiirleri gibi hafızalara kazınmıştı.
12 Ağustos 1999 tarihinde İzmir'de öldü. Vasiyeti doğrultusunda Datça'da gömüldü. Ölüm yıldönümü anmalarında dostları tarafından toprağına şarap döküldüğü gerekçesiyle yerel yöneticiler tarafından hedef gösterilmesi sonucu, mezarı ölümünden 12 yıl sonra tahrip edildi.
Eserleri
- Yazma (1950)
- Sevgi Duvarı (1974)
- Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
- Ölüm ve Oğlum (1976)
- Rengâhenk (1982)
- Gökyokuş (1984)
- Canfeda (1985)
- Çok Bi Çocuk (1988)
- Kısa Devre (1990)
- Kuzgunun Yavrusu (1990)
- Gece Vardiyası (1991)
- Güle Güle - Seslerin Sessizliği (1993)
- Gezintiler (1994)
- Maaile (1995)
- Seke Seke (1997)
- Alavara (1999)
Kaynakça
- ↑ Nigar Çoymak (2005) "Modernlik ve Çeviri" s.100-155