"İskefiye" sayfasının sürümleri arasındaki fark

Okune sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
8. satır: 8. satır:
 
Doğu Roma döneminde ve daha öncesinde İskefiye sahilinde bir iskele veya kıyı yerleşimi olduğuna dair bir işaret yoktur. Ancak [[Trabzon İmparatorluğu]] yönetimi altındayken, başkent için batı yönünde önemli bir savunma hattı olan [[Yoroz Burnu]]'nun hemen önünde yer alması nedeniyle stratejik bir askeri alan olduğu anlaşılmaktadır. Bugünkü kasaba yerleşiminin 1,5 km batısında kalıntıları bulunan [[Klita Kalesi]] de o dönemde aynı savunma hattının bir ön unsuru olarak gözetleme ve iletişim işlevini üstlenen küçük bir garnizona ev sahipliği yapmış olmalıdır.
 
Doğu Roma döneminde ve daha öncesinde İskefiye sahilinde bir iskele veya kıyı yerleşimi olduğuna dair bir işaret yoktur. Ancak [[Trabzon İmparatorluğu]] yönetimi altındayken, başkent için batı yönünde önemli bir savunma hattı olan [[Yoroz Burnu]]'nun hemen önünde yer alması nedeniyle stratejik bir askeri alan olduğu anlaşılmaktadır. Bugünkü kasaba yerleşiminin 1,5 km batısında kalıntıları bulunan [[Klita Kalesi]] de o dönemde aynı savunma hattının bir ön unsuru olarak gözetleme ve iletişim işlevini üstlenen küçük bir garnizona ev sahipliği yapmış olmalıdır.
  
İlk kez Osmanlı döneminde bir pazar yeri olarak bahsinin geçtiği en eski yazılı belge '''1722''' tarihli bir mahkeme kaydıdır.<ref>Tülay Çetinkaya (2006) "1135/1722 Tarihli Sicil Defterine Göre Trabzon'un Sosyal Tarihi" s.208-209</ref> Yine aynı döneme ait bir diğer erken kayıt ise İskefiye çevresini mesken tutan Sakaoğlu ailesinin '''1759''' yılında karıştığı bir asayiş olayına ilişkindir.<ref>Emre Yürük (2014) "Trabzon-Giresun-Gümüşhane Eksenindeki Ayan Aileleri ve Faaliyetleri(1750-1800)" s.75</ref> Sonrasında özellikle keten dokumacılığı ve ticareti ile gelişerek küçük bir kasaba haline gelmesi ise 19. yüzyıl ortasında gerçekleşmiştir.<ref>Nazmiye Aydın (2019) "[https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/710880 Trabzon'da Yok Olan Dokuma Sanatı: 'Ketan']" s.581</ref>
+
İlk kez Osmanlı döneminde bir pazar yeri olarak bahsinin geçtiği en eski yazılı belge '''1722''' tarihli bir mahkeme kaydıdır.<ref>Tülay Çetinkaya (2006) "1135/1722 Tarihli Sicil Defterine Göre Trabzon'un Sosyal Tarihi" s.208-209</ref> Yine aynı döneme ait bir diğer erken kayıt ise İskefiye çevresini mesken tutan Sakaoğlu ailesinin '''1759''' yılında karıştığı bir asayiş olayına ilişkindir.<ref>Emre Yürük (2014) "Trabzon-Giresun-Gümüşhane Eksenindeki Ayan Aileleri ve Faaliyetleri(1750-1800)" s.75-78</ref> Sonrasında özellikle keten dokumacılığı ve ticareti ile gelişerek küçük bir kasaba haline gelmesi ise 19. yüzyıl ortalarında gerçekleşmiştir.<ref>Nazmiye Aydın (2019) "[https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/710880 Trabzon'da Yok Olan Dokuma Sanatı: 'Ketan']" s.581</ref>
  
 
==Tavsiyeler==
 
==Tavsiyeler==

00.38, 11 Mayıs 2021 tarihindeki hâli

İskefiye doğu sahili ve Yoroz Burnu (Foto: Tuygun Serdar)

İskefiye Trabzon'un 35 km batısında bir sahil kasabasıdır.

İsmi

"Küçük tekne" anlamına gelen Rumca "Skafi" sözcüğü ile ortak kökene dayanmakla birlikte, morfolojisi itibarıyla orijinal isimlendirme; aynı sözün Latince versiyonu olan ve "eliptik formlu, tekne biçimli kap, çanak, oyuk, girinti" anlamlarına gelen "Scaphium" sözcüğünün çoğul formu [SCAPHIA] olmalıdır. Dolayısıyla, en erken yazılı kullanımı MS 1. yüzyılda görünen bu terimin, Roma egemenliği döneminde aynı mevkiyi tanımlayan benzetimli bir Latince coğrafi isimlendirme olması en güçlü ihtimaldir. Telaffuzdaki [(İ)skafiya > (İ)skefiye] dönüşümü ise aynı bölgede sahil kesiminde karakteristik olan (A>E) ses değişimi eğilimi ile uyumludur.[1]

Tarihi

Doğu Roma döneminde ve daha öncesinde İskefiye sahilinde bir iskele veya kıyı yerleşimi olduğuna dair bir işaret yoktur. Ancak Trabzon İmparatorluğu yönetimi altındayken, başkent için batı yönünde önemli bir savunma hattı olan Yoroz Burnu'nun hemen önünde yer alması nedeniyle stratejik bir askeri alan olduğu anlaşılmaktadır. Bugünkü kasaba yerleşiminin 1,5 km batısında kalıntıları bulunan Klita Kalesi de o dönemde aynı savunma hattının bir ön unsuru olarak gözetleme ve iletişim işlevini üstlenen küçük bir garnizona ev sahipliği yapmış olmalıdır.

İlk kez Osmanlı döneminde bir pazar yeri olarak bahsinin geçtiği en eski yazılı belge 1722 tarihli bir mahkeme kaydıdır.[2] Yine aynı döneme ait bir diğer erken kayıt ise İskefiye çevresini mesken tutan Sakaoğlu ailesinin 1759 yılında karıştığı bir asayiş olayına ilişkindir.[3] Sonrasında özellikle keten dokumacılığı ve ticareti ile gelişerek küçük bir kasaba haline gelmesi ise 19. yüzyıl ortalarında gerçekleşmiştir.[4]

Tavsiyeler

  • Nerede Ne Görülür? : Karakteristik deseniyle adeta Trabzon ve çevre kasabalarının simgelerinden biri haline gelen Keşan kumaşının geleneksel tezgahlarda üretiminin sürdürüldüğü tek yer olan Zera köyü, İskefiye yakınlarındadır. Kasaba merkezinde her sene 9 Ağustos günü "Keşan Festivali" adı altında düzenlenen şenlikte başta şal olmak üzere keşan kumaşından üretilmiş gömlek, etek, çanta, örtü, şapka ve kaşkol gibi çeşitli hediyelik ürünler sergilenmektedir.[5]

Kaynakça

  1. Ahmet Mican Zehiroğlu (2021) "Trabzon Etimoloji Seçkisi" s.41
  2. Tülay Çetinkaya (2006) "1135/1722 Tarihli Sicil Defterine Göre Trabzon'un Sosyal Tarihi" s.208-209
  3. Emre Yürük (2014) "Trabzon-Giresun-Gümüşhane Eksenindeki Ayan Aileleri ve Faaliyetleri(1750-1800)" s.75-78
  4. Nazmiye Aydın (2019) "Trabzon'da Yok Olan Dokuma Sanatı: 'Ketan'" s.581
  5. Çağla Yılmaz (2017) "Trabzon’dan Bir Kadın ve Kültür Ekonomisi Örneği: Çarşıbaşı Keşanı" III. Uluslararası Genç Halkbilimciler Sempozyumu Bildirileri s.261-268