"Can Yücel" sayfasının sürümleri arasındaki fark
(→Hayatı) |
|||
13. satır: | 13. satır: | ||
</blockquote> | </blockquote> | ||
− | '''12 Ağustos 1999''' tarihinde | + | '''12 Ağustos 1999''' tarihinde İzmir'de öldü. Vasiyeti doğrultusundan Datça'ya gömüldü. Ölüm yıldönümü anmalarında dostları tarafından toprağına şarap döküldüğü gerekçesiyle yerel yöneticiler tarafından hedef gösterilmesi sonucu, mezarı ölümünden 12 yıl sonra tahrip edildi. |
[[Dosya:Can_Yücel.jpg|500px|thumb|Can Yücel]] | [[Dosya:Can_Yücel.jpg|500px|thumb|Can Yücel]] |
06.19, 21 Kasım 2021 tarihindeki hâli
Can Yücel (1926-1999) Görele asıllı şair ve yazardır.
Hayatı
21 Ağustos 1926'da İstanbul'da Hasan Âli Yücel'in oğlu olarak dünyaya geldi.
Ankara'da Filoloji dalında başladığı üniversite öğrenimini yarıda bırakarak 1943'de İngiltere'ye gitti. Orada Kembriç Üniversitesi'nde Latince ve Antik Yunanca okurken, bir yandan da BBC Türkçe servisinde spiker olarak çalıştı. O sıralarda kendisi gibi İngiltere'de bulunan Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi dönemin önemli şair ve yazarlarıyla tanıştı. 1945 yılından itibaren çeşitli edebiyat dergilerinde şiirleri yayımlanmaya başladı. 1958'de Türkiye'ye dönüşünün ardından bir dönem turist rehberliği, çevirmenlik ve memurluk gibi işlerde çalıştı. Birkaç yıllık bu sürecin sonrasında kendini büyük ölçüde şiire ve edebiyata verdi, ilk bağımsız çevirilerini kaleme almaya başladı. 1965 yılında Türkiye'de tarihi zirvesine ulaşan parlementer sol muhalefetin yarattığı siyasi rüzgarın da etkisiyle, o tarihten itibaren şiirlerinde ve yazılarında açık muhalif bir tarz sergilemeye başladı.
Türkçe çevirilerini yaptığı, Che Guevara'nın "Gerilla Harbi" ve "İnsan ve Sosyalizm" kitapları nedeniyle 12 Mart 1971 darbesi sürecinde yargılandı. 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1974’de çıkarılan genel afla hapisten çıktı.
12 Eylül 1980 darbesini takiben, yoğun argo ve küfür içeren "Rengahenk" adlı kitabı müstehcenlik gerekçesiyle toplatıldı. Buna yönelik tepkisini daha sonra şu sözlerle dile getirdi:
"Genel olarak sadece babam değil bütün ev ‘harbi’ konuşurdu. Zaten İstanbul lehçesini nedense pek kibar bir lehçe diye tanırlar. Hâlbuki değil. İstanbullu ince ince küfürlü konuşur. En kibarları saraylılardır. Onlar bile icabında küfür eder. Biz evde rahat konuşurduk, babamın arkadaşları gelirdi onlar da öyle konuşurdu. Benim dostlarım, şairler de, ressamlar da öyle. Hepsi küfür eder, düşündüklerini harbi harbi söyler. E, onlarla konuşa konuşa ben de kaptım bir şeyler tabii. Türkiye’de insanlara tanınan özgürlüklerden kala kala bir küfür etme özgürlüğü kaldı. Onu da elden kaptırdın mı geriye bir şey kalmaz. Onun için sıkı durmak lazım. Küfür etme özgürlüğüne sahip çıkmak lazım. Ele vermemek lazım.”
12 Ağustos 1999 tarihinde İzmir'de öldü. Vasiyeti doğrultusundan Datça'ya gömüldü. Ölüm yıldönümü anmalarında dostları tarafından toprağına şarap döküldüğü gerekçesiyle yerel yöneticiler tarafından hedef gösterilmesi sonucu, mezarı ölümünden 12 yıl sonra tahrip edildi.
Eserleri
- Yazma (1950)
- Sevgi Duvarı (1974)
- Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
- Ölüm ve Oğlum (1976)
- Rengâhenk (1982)
- Gökyokuş (1984)
- Canfeda (1985)
- Çok Bi Çocuk (1988)
- Kısa Devre (1990)
- Kuzgunun Yavrusu (1990)
- Gece Vardiyası (1991)
- Güle Güle - Seslerin Sessizliği (1993)
- Gezintiler (1994)
- Maaile (1995)
- Seke Seke (1997)
- Alavara (1999)