"Ogene" sayfasının sürümleri arasındaki fark

Okune sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
8. satır: 8. satır:
 
[[Kolat Dağları]]'nın kuzey yamaçlarında, [[Ogene Deresi]]'nin iki yanına yayılmış  ve ekseriyeti geleneksel [[Kolhis|Kolh]] tipi dağınık yerleşimlerden oluşur.
 
[[Kolat Dağları]]'nın kuzey yamaçlarında, [[Ogene Deresi]]'nin iki yanına yayılmış  ve ekseriyeti geleneksel [[Kolhis|Kolh]] tipi dağınık yerleşimlerden oluşur.
  
'''1204''' sonrası, [[Trabzon İmparatorluğu]] topraklarına dahil olmuş ve idari birim olarak da muhtemelen [[Sürmene]] bandonu sınırları içinde yer almıştır. Ancak o dönemden kalan nadir yazılı kayıtlarda ismine rastlanmaz.  
+
İçinde olduğu bölge '''1204''' sonrası, [[Trabzon İmparatorluğu]] topraklarına dahil olmuş ve idari birim olarak da muhtemelen [[Sürmene]] bandonu sınırları içinde yer almıştır. Ancak o dönemden kalan nadir yazılı kayıtlarda ismine rastlanmaz.  
  
 
Ogene deresi çevresinin fiilen Osmanlı yönetimi altına girişi, muhtemelen imparatorluğun yıkılışı ve başkent [[Trabzon]]'in düşüşünden uzun bir süre sonra gerçekleşebilmiştir. Ücra vadilerde ve sarp yamaçlarda dağınık düzende yerleşik yöre ahalisinin vergi mükellefi olarak kayıt altına alınabilmesi ise çok daha fazla zaman almıştır. Bu nedenledir ki vadinin ''Aşağı Ogene'' (Ogene-i Sufla) ve ''Yukarı Ogene'' (Ogene-i Ulya) olarak iki ayrı idari birim olarak Osmanlı resmi kayıtlara girmesi, ilk kez ancak '''1553''' yılında mümkün olabilmiştir. Bu isimlendirmeler, Osmanlı devletinin yıkılışına dek aynı şekilde kullanılmaya devam edilmiştir.<ref>Osmanlı Arşivleri (1553) "Tapu Tahrir Defterleri" K:288, H961</ref>
 
Ogene deresi çevresinin fiilen Osmanlı yönetimi altına girişi, muhtemelen imparatorluğun yıkılışı ve başkent [[Trabzon]]'in düşüşünden uzun bir süre sonra gerçekleşebilmiştir. Ücra vadilerde ve sarp yamaçlarda dağınık düzende yerleşik yöre ahalisinin vergi mükellefi olarak kayıt altına alınabilmesi ise çok daha fazla zaman almıştır. Bu nedenledir ki vadinin ''Aşağı Ogene'' (Ogene-i Sufla) ve ''Yukarı Ogene'' (Ogene-i Ulya) olarak iki ayrı idari birim olarak Osmanlı resmi kayıtlara girmesi, ilk kez ancak '''1553''' yılında mümkün olabilmiştir. Bu isimlendirmeler, Osmanlı devletinin yıkılışına dek aynı şekilde kullanılmaya devam edilmiştir.<ref>Osmanlı Arşivleri (1553) "Tapu Tahrir Defterleri" K:288, H961</ref>

09.57, 12 Aralık 2020 tarihindeki hâli

Ogene

Ogene, Of kasabasının 50 km güneyinde ve Şerah Gölü'nün batısında yer alan bir beldedir.

İsim

Kolh dillerinde "barındırıcı isim" formu olan [O-...-E] kalıbı ile uyumludur. Kök kısmı *GEN (Farklı lehçelerde: *CEN) Kolh dillerinde "Buzak" anlamına gelir. Dolayısıyla [O+ GEN +E]; bölgedeki arkaik yaşam biçiminde aynı zamanda bir açıdan yerleşik köyün kendisini de ifade edebilecek "Buzakların barındırıldığı yer" anlamına gelir. Zira eski zamanlarda yaylalarda yerleşik korunaklı ahırlar veya ağıllar yoktu. Bu nedenle yaylaya çıkış zamanına yakın doğan buzaklar, geride köyde bırakılırlardı.

Tarih

Kolat Dağları'nın kuzey yamaçlarında, Ogene Deresi'nin iki yanına yayılmış ve ekseriyeti geleneksel Kolh tipi dağınık yerleşimlerden oluşur.

İçinde olduğu bölge 1204 sonrası, Trabzon İmparatorluğu topraklarına dahil olmuş ve idari birim olarak da muhtemelen Sürmene bandonu sınırları içinde yer almıştır. Ancak o dönemden kalan nadir yazılı kayıtlarda ismine rastlanmaz.

Ogene deresi çevresinin fiilen Osmanlı yönetimi altına girişi, muhtemelen imparatorluğun yıkılışı ve başkent Trabzon'in düşüşünden uzun bir süre sonra gerçekleşebilmiştir. Ücra vadilerde ve sarp yamaçlarda dağınık düzende yerleşik yöre ahalisinin vergi mükellefi olarak kayıt altına alınabilmesi ise çok daha fazla zaman almıştır. Bu nedenledir ki vadinin Aşağı Ogene (Ogene-i Sufla) ve Yukarı Ogene (Ogene-i Ulya) olarak iki ayrı idari birim olarak Osmanlı resmi kayıtlara girmesi, ilk kez ancak 1553 yılında mümkün olabilmiştir. Bu isimlendirmeler, Osmanlı devletinin yıkılışına dek aynı şekilde kullanılmaya devam edilmiştir.[1]

Tavsiyeler

Nerede Ne Görülür?

Ogene vadisinin en üst kesiminde Kolat Dağları'nın doruklarını 2330m irtifada aşarak Bayburt'a ulaşan dağ yolları, 29 keskin zikzak viraj ve 300m'ye varan derin uçurumları aşan dar geçişleriyle, dünyanın en tehlikeli, en heyecan verici yolları arasında ilk sıralarda gösterilir. Derebaşı virajları olarak da bilinen bu yol, heyecanın yanı sıra olağanüstü doğa manzaraları da vaat eden benzersiz bir güzergahtır.[2]

Kaynakça

  1. Osmanlı Arşivleri (1553) "Tapu Tahrir Defterleri" K:288, H961
  2. Dangerousroads.Org (2020) "Most dangerous roads in the world"