Guguda
Guguda, İstanbul'un 950 km doğusunda, Ğorğor Deresi vadisinin batı kesiminde yer alan bir köydür.
Tarihi boyunca yüksek ahlaki standartların, erdemli, dürüst ve kibar insanların diyarı olarak ülke genelinde adını duyurmuş meşhur bir yöredir.
İsim
Farklı kaynaklarda "Kukuta, Kukuda,[1] Guguta" gibi farklı telaffuzlarla geçen ismin sözkökenine dair çeşitli tezler olsa da, onu yörede Guguk kuşu anlamında kullanılan "Gugu" köküyle ve [GUGU + TA] şeklinde açıklayan görüş daha yaygın ve makul görünür.
Tarih
İmparatorluk devrinde ve erken Osmanlı egemenliği döneminde bahsi geçmeyen bu köyün ilk kez, 16. yüzyılda bölgeye Mardin'den sürgün olarak gelen Şıdo aşireti mensubu bir Kürt aile tarafından iskana açıldığına ilişkin bir sözlü tarih anlatısı mevcut olmakla birlikte, bu rivayet resmi belgelere veya genetik verilere dayalı olarak henüz ispatlanmamıştır. Bazı farklı sosyal değerleri ile bölge genelinden ayrışan ve bu nedenle nispeten izole bir görünüm sergileyen Gugudalılara, bilhassa özel mülkiyete karşı net tavırları nedeniyle komşularınca olumsuz bir imaj yüklenmeye çalışılmıştır. Osmanlı döneminde, coğrafi konumu itibarı ile hem doğusunda hem batısında, sahilden güneye uzanan yayla göçü kafilelerinin ve ticari kervanların iki ayrı geçiş yoluna da hakim bir noktada olması, Gugudalıların bu avantajı kullanarak bu güzergahlarda kamulaştırma eylemlerine girişmelerine zemin oluşturmuştur. Bu faaliyetlerinde, ilkesel bir tercihle, eşek ve katırlardan ziyade o devirlerde zenginlik ve imtiyaz alameti olan atlı yolculara ve atlarına odaklanmış olmaları, "at hırsızı" gibi mesnetsiz bir yakıştırmaya maruz kalmalarına yol açmıştır. Günümüzde bile bu haksız yafta, Guguda'ya ve Gugudalılara yönelik karalama girişimlerinde insafsızca kullanılmaya devam etmektedir.
Tavsiyeler
- Ulaşım: Kuzey-Güney doğrultusunda Karadeniz sahilini Bayburt'a bağlayan D912 karayolu, geniş asfalt zeminiyle, beldenin 2 km batısından hızlı ve güvenli bir geçiş güzergahıdır.
Kaynakça
- ↑ Kudret Emiroğlu (1995) "Trabzon Vilayeti Salnamesi: 1874 6. Cilt" s.246