Esat Ömer Eyyubi
Esat Ömer Eyyubi (1895-1950>?) Trabzon, Maçka doğumlu gazeteci, şair ve yazardır.
İsim
Maçka çevresinde yerleşik olan Eyüboğlu sülalesine mensuptur. Muhtemelen sülalesini Selahaddin Eyyubi ile ilişkilendiren bir inanışın etkisiyle, diğer akrabalarından farklı olarak soyadını "Eyyubi" şeklinde kullanmayı tercih etmiştir.
Hayatı
1895 yılında Maçka yakınlarındaki Olasa köyünde doğdu.
Trabzon'da yayınlanan dergi ve gazetelerde, 1918 yılından itibaren şiir ve öyküleriyle dikkat çekmeye başladı. O yıllarda şehirde güçlü esen sol rüzgarların etkisine giren entelektüellerden biri oldu. 15 Ağustos 1921'da Batum üzerinden Rusya'ya gitmek üzere Trabzon'a gelen Nazım Hikmet'i orada ağırlayan isimlerden biriydi. Şehirde kaldığı günler boyunca Meydan kahvehanesinde genç şairle sohbet eden yerel şair ve yazarlar arasında o da vardı. Yakından takip etmeye çalıştığı bolşevik devriminin son durumunu yerinde görmek üzere, kendisi de 1922 yılı başlarında Batum'a geçti. Dönüşünde, gözlemlerini "Batum'da Onbeş Gün" başlıklı bir yazıyla, 17 Nisan 1922 tarihli Güzel Trabzon gazetesinde okuyucularına aktardı. O tarihten sonra, Trabzon'da giderek hararetlenmekte olan İstanbul ve Ankara eksenli siyasi kutuplaşmaların dışında konumlanıp, her iki tarafa da muhalif sol bir çizgiyi temsil etmeye başladı. Siyasi aydınlanmada edebiyatın, özellikle de mizahın gücüne inanan Eyyubi, 18 Mayıs 1922 tarihinde, daha sonra başına büyük dertler açacak olan Kahkaha isimli bir mizah dergisi çıkarmaya başladı. Birkaç sonra çıkan bir sayısında meşrutiyet yanlısı ittihatçı Ali Şükrü'yü ağır sözlerle hicveden bir şiirle gündeme oturan derginin, 10 Mart 1923 tarihli sayısında ise bu kez Ankara hükümeti hedef alınmış, İçişleri bakanını alaya alan bir yazı yayınlanmıştı. Ancak tek kişilik muhalefet Esat Ömer'in durmak gibi bir niyeti yoktu. Nitekim birkaç ay geçmeden bu kez doğrudan, "Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine..." başlıklı bir açık mektupla, Ankara'ya siyasi ultimatom verecekti. Bu mektupta "...yeni kurulacak düzenin eşitlik, hak, adalet esasına dayanması, hatta işçi ve köylüleri esas alması gerektiği..." belirtiliyor, ayrıca "...Cumhuriyet'in ilanından sonraki süreçte, bilhassa devrimler aşamasında, iktidarın kimi uygulamalarının antidemokratik olduğu ..." vurgulanarak, mevcut gidişat eleştiriliyordu. [1]
"... ..."
27 Eylül 1962 tarihinde Trabzon'da, 71 yaşında öldü.
Kaynakça
- ↑ Kudret Emiroğlu (2020) "Trabzon'un Liberal Bolşeviği: Rıfkı Kulaç (1896-1962)" s.233-244