Mualla Eyüboğlu

Okune sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
Mualla Eyüboğlu (1942)

Mualla Eyüboğlu (1919-2009) Trabzon, Maçka asıllı mimar ve eğitimcidir.

Köy Enstitüleri'nin hayata geçirilmesinde ve inşasında büyük emekler sarf ederek, Anadolu'da proje başında fiilen çalışan ilk kadın mimar olarak tarihe geçmiş, ardından aynı projede eğitimci olarak da görev yapmıştır.

İsim

Maçka çevresinde yerleşik olan Eyüboğlu sülalesine mensuptur.

Hayatı

13 Mart 1919 tarihinde, babasının mutasarrıf olarak görev yaptığı Aziziye'de doğdu.

1923'de babası milletvekili seçilince ailesi Trabzon'a döndü. Kendisi de ilkokulu orada bitirdi. Ardından İstanbul Kız Lisesi'nde orta öğrenimini tamamladı. 1938 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nın Mimarlık bölümüne yazıldı. 1942 yılında Mimar olarak mezun olur olmaz, Ankara'ya, ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu'nun yanına gitti. Aynı sene içinde, Hasan Ali Yücel'in hayata geçirdiği Köy Enstitüleri projesine dahil oldu. Seneler sonra kendisiyle yapılan bir söyleşide, Köy Enstitüleri çalışmasında görev alışını ve o sürecin üzerinde bıraktığı etkileri şu şekilde anlatacaktı:

"...Akademi’den yüksek mimar olarak yeni mezun olmuşum. Annemden izin alıp bir haftalığına Sabahattin ağabeyimi ziyarete Ankara’ya gidiyorum. Hiç unutmam bir cumartesi günüydü. Ağabeyim daha Ankara’ya varır varmaz, o gün İsmail Hakkı Tonguç’la tanıştırıyor beni. O da o an tayinimi yapıyor Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’ne, Yapı Kolu başkanı olarak... Babam çok memnundu, köylerde çalışacağım, memlekete hizmet edeceğim diye. Annem de her zaman 'Aman uşaklarım elinizden geldiği kadar köylücükleri okutun!' diyerek büyütmüş bizleri. Sabahattin Ağabeyim de Ankara’da bu projeye gönül vermişlerin başlarında geliyor... Ağabeyimle Hasanoğlan'a gittik. Köy Enstitüleri'ne bir şey öğretemedim ama Yapı Kolu başkanıyken talebeden çok şey öğrendim. Köy Enstitüleri'ne mimar olmanın öğretici tarafı şu oldu: Herkesten kendi yaşadığı evin planını yapmasını istedim. İşte o zaman Anadolu'daki 40 bin köyün daha prehistoryada yaşadığını gördüm ve bu beni daha çok heyecanlandırdı..." [1]

Mualla Eyüboğlu (1945)

Ağabeyi Sabahattin Eyüboğlu da dahil olmak üzere, projenin beyin takımı olan ekip, onun masa başında çizim yapmasını değil, bizzat projelerin başında ve içinde olmasını özellikle istemişti. Muhtemelen ondan asıl beklenen, köylerde cehaletin pençesindeki kız çocuklarına rol model olması, onlara kendisini gösterek özgüven aşılamasıydı. Gerçekten de öyle olacak ve sonraki yıllarda Anadolu'nun dört bir köşesindeki köylerde, "Mimar Mualla Hanım" olarak nam salacaktı.

O süreçte yardımcıları olan iki Macar ustayla beraber Eskişehir, Aydın, Kayseri ve Erzurum gibi illerde Köy Enstitüleri'nin kurulabilmesi için arazi seçip binalar inşa etti. Doğduğu Aziziye kasabasına da giderek orada Aziziye Köy Enstitüsü'nü kurup açılışını gerçekleştirdi. Beş yıl içinde toplam 21 Köy Enstitüsü'nün kuruluşunda aktif rol aldı. Tüm bu çalışmaları dışında, asli görev yeri olan Hasanoğlan Köy Enstitüsü'ne de fırsat buldukça dönerek eğitimci olarak derslere giriyor; Mimarlık Bilgisi, Zirai Yapıcılık, Teknik Resim, İç Süslemeciliği, Sanat ve Uygarlık Tarihi, İşlik ve Seminer Çalışmaları dersleri veriyordu. Bu eğitimlerin bir kısmı teorik iken bir kısmı uygulamalı olarak gerçekleştiriliyordu. Eyuboğlu, ailesine yazdığı mektuplarda Anadolu’ya ilişkin gözlemlerini de hiç sakınmadan açıklıkla dile getirmekteydi. Örneğin Erzurum Pulur Köy Enstitüsü’ndeki çalışmaları sırasında babası Rahmi Bey’e şunları yazmıştı:

"...Babacığım, enstitü müdürüyle Hasankale ve Aşkale köylerini gezdik. Bu köyler şimdiye kadar gördüklerimden pek başka. Halis Türk köylerini görmek burada mümkün oldu. Köylerimiz de şehirlerimiz gibi öyle büyük tezatlarla dolu ki. Bir evde kuzu dolması, diğerinde yalnız karpuz kabuğu yeniyor. Köylüler Orta Anadolu köylülerine nispetle çok çok fazla misafirperver. Köye kamyon çıkamadığı için 7 km yürüyerek gittik. Köylü çocuklara vermek üzere kalem ve sabun almıştım. Köyde o kadar çok çocuk bizi karşıladı ki, kalem sabun bir işe yaramadı. Her köyde olduğu gibi çocuklardan sonra kadınlar etrafımızı sardı. Yanımda bir de yüksek kısım talebelerinden Saliha var. Bizi nasıl sarılıp sarılıp öpüyorlar görseniz. 'Bizi siz okutun. Ne iyi canlar varmış!' diye biri bırakıp biri kucaklıyor... Köylerden kalan intiba: Sefalet, cehalet, harp korkusu, hükümet korkusu, şikayete başlamış bir mütegallibeler sınıfı... Biz yolcu, onlar hancı..." [2]

Bu arada 1946 yılında Hasan Ali Yücel'in istifa etmesinin ardından, Ankara'da Köy Enstitüleri'ne yönelik siyasi baskılar da giderek artmaktaydı. O ortamda projenin geleceği belirsizliğe doğru sürüklenirken, Eyüboğlu Anadolu'nun tozlu yollarını arşınlamayı inatla sürdürüyordu. Ancak beşinci senesini doldururken o da pes etmek zorunda kaldı. 1947'de Ortaklar Köy Ensitüsünde görevli iken geçirdiği zehirli sıtma dolayısıyla köy enstitülerindeki görevini bıraktı ve İstanbul'a döndü. Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde asistan olarak çalışmaya başladı.

Mualla Eyüboğlu (1978)

Sonraki yıllarında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Yüksek Şehircilik ve Tasarı Geometrisi kürsülerinde asistanlık görevlerinde bulundu. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nda raportör olarak görev aldı. Alman ve Fransız arkeoloji heyetlerinin Efes ve Yazılıkaya kazılarına refakat etti. Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi, Süleymaniye Külliyesi, Siyavuşpaşa Köşkü, Rumeli Hisarı ve Topkapı Sarayı'nın restorasyon projelerinde görev aldı. 1958'de, o yıllarda tanışmış olduğu Alman tarihçi Robert Anhegger ile evlendi. 1969 yılında eşiyle beraber Amsterdam'a gitti ve beş yıl orada kalarak radyo ve üniversitelerde konferanslar verdi. Ardından Türkiye'ye geri döndü ve İstanbul'a yerleşti.

2008 yılında, ölümünden bir sene önce Mimarlar Odası tarafından "Mimarlığa Katkı Dalı" Başarı Ödülü ile onurlandırıldı.

16 Ağustos 2009 tarihinde İstanbul'da, 90 yaşında öldü.

Eserleri

  • İnceleme:
  • Topkapı Sarayı'nda Padişah Evi (Harem) (1986 İstanbul)

Kaynakça

  1. Tuba Çandar (2003) "Hitit Güneşi Mualla Eyüboğlu Anhegger"
  2. Zarife Sakarya (2010) "Mualla Eyuboğlu ve Köy Enstitüleri" s.6