Sürmene Kaması
Geleneksel Kolhis kamalarının en tanınmış çeşitlerinden biridir.
İsmi
Kama, eski Kolh dillerindeki *KHAM- sözcüğüne dayanır. Anadolu ve diğer Batı Asya dillerindeki aynı anlamda kullanılan benzer sözcüklerin de muhtemel ortak kökenidir.
Tarihi
Kadim Kolhis gündelik yaşamında, en temel bireysel savunma silahı olan kamalar, asırlar boyunca her sınıftan gündelik erkek kıyafetlerinin değişmez parçası olmuştur. Binlerce yıllık bu ayrıcalıklı konumlarını, ateşli silahların yaygınlaşması bile fazla değiştirmemiştir.
Batı Kolhis halk danslarından biri olan ve bıçak oyunu olarak da bilinen geleneksel Kolh Savaş Dansı'nın temel aksesuarı kamalar, tüm bölge genelinde de bir silah olmanın ötesinde folklorik bir değere dönüşmüştür.
Sürmene, hem metalürji alanındaki tarihsel birikimi hem de ağaç işçiliğindeki otantik altyapısı ile kama üretiminde kendi ekolünü yaratmış ve asırlar boyunca bu alanda marka olmayı başarmıştır. Rivayet odur ki; sapları farklı hayvanların boynuzlarından işlenen, dövme çeliği ise yunus yağını da içeren bir dizi özel işlemler sonucu efsanevi keskinliğine ulaşan bu kamaların teknik üstünlüğü, yunus avcılığının yasaklanmasıyla son bulmuştur. Sonrasında sadece eşsiz süslemeleriyle, el emeği göz nuru gümüş, altın ve taş işlemeli bezemeleriyle varlığını devam ettirmeye çalışmış, ancak 1952 yılında, kullanımı kanunla yasaklanınca, devri fiilen sona ermiştir.
Sürmene kamaları, deri mamülü kınlarından, ağaç oyma haznelerine kadar, nadide işçilikleri ve sanatsal değerleriyle özellikle 19. yüzyılda dünya ölçeğinde ün kazanmıştır. Bu ünün yayılımı, genellikle Trabzon limanı üzerinden gerçekleştiği için, günümüzde dünyanın farklı ülkelerindeki müzelerde sergilenen bu kamalar, o dönemlerde "Trabzon Kaması" ismiyle tanınmaktaydı. Günümüzde de Türkiye dışında, müzeci ve antikacı çevrelerinde daha ziyade bu isimle tanınmaktadırlar.