"Harun Karadeniz" sayfasının sürümleri arasındaki fark
26. satır: | 26. satır: | ||
==Fikirleri== | ==Fikirleri== | ||
− | Özellikle 60'lı yılların sonlarından itibaren, Türkiye'nin sınıfsal yapısına, sınıfsal çelişkilerine ilişkin paradigmaları ve terminolojiyi, kurucu egemen düzenin nasıl sinsice manipüle ederek çarpıttığını eserlerinde başarılı bir şekilde ortaya koyan [[İdris Küçükömer]]'in fikirlerinden ve tespitlerinden oldukça etkilenmiştir. Nitekim ölümünden sonra yayımlanan "Yaşamımdan Acı Dilimler" isimli otobiyografik eserinin önsözü de, manifesto ağırlığında bir metinle [[İdris Küçükömer]] tarafından kaleme alınmıştır. | + | Özellikle 60'lı yılların sonlarından itibaren, Türkiye'nin sınıfsal yapısına, sınıfsal çelişkilerine ilişkin paradigmaları ve terminolojiyi, kurucu egemen düzenin nasıl sinsice manipüle ederek çarpıttığını eserlerinde başarılı bir şekilde ortaya koyan [[İdris Küçükömer]]'in fikirlerinden ve tespitlerinden oldukça etkilenmiştir. Nitekim ölümünden sonra yayımlanan "Yaşamımdan Acı Dilimler" isimli otobiyografik eserinin önsözü de, manifesto ağırlığında bir metinle [[İdris Küçükömer]] tarafından kaleme alınmıştır.<ref>Harun Karadeniz (1975) "Yaşamımdan Acı Dilimler"</ref> |
==Eserleri== | ==Eserleri== |
12.14, 10 Şubat 2021 tarihindeki hâli
Harun Karadeniz (1942-1975) Alucra doğumlu yazar ve siyasetçidir.
Hayatı
1942 yılında Alucra yakınlarındaki Armutlu köyünde doğdu.
Yoksul ve topraksız bir çiftçi ailesinin çocuğuydu. İlk çocukluk yılları daha çok, ailesinin sık sık çalışmak için gittiği ve uzun süreler kaldığı Bulancak'ta geçti. 1952 göç ettikleri Samsun'da İlk ve Orta öğrenimini tamamladı.
1962 yılında İTÜ İnşaat Fakültesine kaydoldu. İki yıl sonra okulun Talebe Cemiyetine üye oluşundan itibaren, sosyalist fikirlerle tanıştı. Ardından aynı cemiyetin başkanı oldu ve İTÜ talebe birliği yönetim kuruluna seçildi. Dönemin ilk büyük öğrenci hareketi olan “Özel Okullar Devletleştirmelidir” yürüyüşünün organizasyonuna öncülük edenler arasındaydı. Öğrencileri, işçi hareketleriyle bir araya getirmek için özellik çaba sarfetmekteydi. İTÜ öğrencilerini toplayıp fabrikalara grevdeki işçilere destek olmaya götürmek gibi farklı eylemleriyle, dönemin daha popüler öğrenci liderlerinden farklı bir çizgi sergiliyordu.
Temmuz 1968’de, kendisinin de örgütleyicileri arasında yer aldığı 6. Filo protestoları sonrası, üniversite yurduna yapılan baskınında, yakın arkadaşı Vedat Demircioğlu polis tarafından pencereden aşağı atılarak öldürüldü. Bu olay kendisi için bir dönem noktası oldu. Örgütlediği süreci provokasyonlara karşı kontrol altında tutamayışı nedeniyle, hem kendi doğrultusunu, hem de dönemin diğer öğrenci liderleriyle ilişkilerini sorgulamaya başladı. 19 Ekim 1968 tarihinde, öğrencileri devlete karşı örgütlediği gerekçesiyle tutuklanışının ardındna, dönemin popüler, devrimci öğrenci liderleriyle arasına mesafe koydu ve onlardan koptu.
1969 yılı başlarından itibaren özellikle işçi sınıfı içindeki çalışmalara daha fazla ağırlık verdi. Kartal İşçi Birliği’ni örgütledi, işçilere sınıfsal bilinç kazandırılması için yoğun çaba sarf etti. Bu gayretleriyle onun, 15-16 Haziran 1970 büyük işçi direnişin tohumlarını atanlardan biri olduğu çok sonra sonra anlaşılacaktı.
12 Mart 1971 darbesinin hemen ardından tutuklananlar arasında yer aldı. 12 Mayıs 1971 tarihinde Sıkıyönetim Komutanlığı, Zeki Baştımar'dan başlayarak silsile halinde sıraladığı ve kendisinin de içinde olduğu uzun bir isim listesi için "farklı toplum kesimlerini içine alan geniş tabanlı komünist ihtilal teşebbüsü organize etmek" suçlamasıyla iddianame hazırladı ve yargılama süreci başlattı.
Şubat 1975'de, devletin izin vermeyerek geciktirdiği tedavisi ile ilgili olarak şunları açıkladı:
"...Ben içerideyken, eşim İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Adli Müşaviri Turgut Akan’a çıkmış ve: ‘Kocamı hangi suçla tutuyorsunuz? Sağlığı iyi değil, hayatı tehlikede. Sağlık kurulları ve klinik raporları bu durumu belirtiyor’ demiş. Adli Müşavir ise: ‘Ölsün istiyoruz’ demiş, ‘ Harun, eline silah almadı; eğer silahlı bir eylemi olsaydı, bizim için işini bitirmek daha kolay olurdu. O, bizim için, eline silah alanlardan daha tehlikeli. Onun için de ölmesini istiyoruz.’ Bu sözler 1972 yılı sonbaharında söylendi. Şu an yıl 1975 ve aylardan şubat. Benim sağ kolum kesildi ve fakat ölmedim...”
Bu açıklamasından 6 ay kadar sonra, 15 Ağustos 1975 tarihinde, 33 yaşında öldü.
Fikirleri
Özellikle 60'lı yılların sonlarından itibaren, Türkiye'nin sınıfsal yapısına, sınıfsal çelişkilerine ilişkin paradigmaları ve terminolojiyi, kurucu egemen düzenin nasıl sinsice manipüle ederek çarpıttığını eserlerinde başarılı bir şekilde ortaya koyan İdris Küçükömer'in fikirlerinden ve tespitlerinden oldukça etkilenmiştir. Nitekim ölümünden sonra yayımlanan "Yaşamımdan Acı Dilimler" isimli otobiyografik eserinin önsözü de, manifesto ağırlığında bir metinle İdris Küçükömer tarafından kaleme alınmıştır.[1]
Eserleri
- Olaylı Yıllar ve Gençlik (1974)
- Kapitalsiz Kapitalistler (1975)
- Eğitim Üretim İçindir (1975)
- Yaşamımdan Acı Dilimler (1975)
Kaynakça
- ↑ Harun Karadeniz (1975) "Yaşamımdan Acı Dilimler"