"Of" sayfasının sürümleri arasındaki fark

Okune sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 16 değişikliği gösterilmiyor)
3. satır: 3. satır:
  
 
==İsmi==
 
==İsmi==
Of adının en eski formu, Roma egemenliği döneminde kayıtlara geçmiş "OPİUS/ OPİUNT[A]"  şeklindeki isimlendirmelerdir. Sözkökeni [[Latince]], "Afyon" anlamına gelen [OPİUM] sözcüğüne dayanır. Romalılar tarafından önce aynı mevkide bulunan dereye ve içinde bulunduğu vadiye verilmiş olan bu isim, orada yetişen ve o çevreye özgü olan uyuşturucu özellikli endemik bitkilerle ilişkili olmalıdır.<ref>William Falconer (1805) "Arrian's Voyage Round the Euxine Sea" s.30-33</ref><ref>Ernst Freiherr von Bibra (1855) "Die Narkotischen Genussmittel und der Mensch" s.195</ref> Daha sonra kurulan yerleşim de aynı ismi, ağzında kurulduğu bu dereden almıştır. İsminin ilk halindeki "-NTA" eklentisi ise, aynı bölgede Roma dönemine ait diğer yabancı yerleşim adlarına da adapte edilmiş bir Kolhik yer ismi ekidir.
+
Of adının en eski formu, Roma egemenliği döneminde kayıtlara geçmiş "OPİUS/ OPİUNT[A]"  şeklindeki isimlendirmelerdir. Sözkökeni [[Latince]], "Afyon" anlamına gelen [OPİUM] sözcüğüne dayanır. Romalılar tarafından önce aynı mevkide bulunan dereye ve içinde bulunduğu vadiye verilmiş olan bu isim, orada yetişen veya o çevreye özgü olan uyuşturucu, halüsinatif etkili endemik bitkilerle ilişkili olmalıdır.<ref>William Falconer (1805) "Arrian's Voyage Round the Euxine Sea" s.30-33</ref><ref>Ernst Freiherr von Bibra (1855) "Die Narkotischen Genussmittel und der Mensch" s.195</ref> Daha sonra kurulan yerleşim de aynı ismi, ağzında kurulduğu bu dereden almıştır. İsminin ilk halindeki "-NTA" eklentisi ise, aynı bölgede Roma dönemine ait diğer yabancı yerleşim adlarına da adapte edilmiş bir Kolhik yer ismi ekidir.
  
 
==Tarihi==
 
==Tarihi==
Bir yerleşim yeri olarak adının geçtiği en eski kayıtlar 1. yüzyıl ve sonrasına aittir. Ağzında kurulu olduğu derenin Roma İmparatorluğunun doğu sınırını teşkil ettiği o dönemlerde, bir sınır garnizonu olarak öne çıkmıştır. Ancak daha sonra sınırın daha doğuya taşınmasıyla önemi kaybetmiş, hatta çok uzun bir süre hiçbir belgede bahsi geçmemiştir. Buna rağmen vadinin yerli halkı olan Kolhlar için küçük pazar yeri ve iskele olarak işlevini sürdürmüş olmalıdır.
+
Bir yerleşim yeri olarak adının geçtiği en eski kayıtlar 1. yüzyıl ve sonrasına aittir. Ağzında kurulu olduğu derenin Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırını teşkil ettiği o dönemlerde, bir sınır garnizonu olarak öne çıkmıştır. Ancak bir süre sonra sınırın daha doğuya taşınmasıyla önemi kaybetmiş, hatta sonraki birkaç asır boyunca hiçbir belgede bahsi geçmemiştir. Buna rağmen o yıllarda vadinin yerli halkı olan Kolhlar için küçük bir pazar yeri ve iskele olarak işlevini sürdürmüş olduğu da muhakkaktır.
  
Doğu Roma döneminde, 6. yüzyıldan itibaren başlatılan Hristiyanlaştırma ve Rumlaştırma süreci, Of vadisinin yerli ahalisi açısından ilk büyük sosyal dönüşüm olmuştur. O sürecin ardından burası, 10. yüzyıla gelindiğinde tüm bölge sahilinde ruhban sınıfının en çok yoğunlaştığı saha haline gelmiştir. Keşişlerin, rahiplerin ve envai çeşit mezhepten bilimum Semitik ruhbanların özellikle bu vadiyi neden tercih ettiğine dair farklı görüşler vardır. Bunlardan en yaygın kabul göreni; bu vadinin, diğerlerinin aksine, güneye bağlanan doğal geçitlerden yoksun olması, bu nedenle de herhangi bir ticaret, yağma veya sefer güzergahında yer almaması, dolayısıyla da mabedler için nispeten güvenli bir izolasyon sağlamasıdır. Ancak bu ihtimalin dışında; aşırı bir ilgiyle buraya yığılan bu ruhbanları asıl cezbeden şeyin, bu vadide onların yoğun konsantrasyonlarına, uhrevi eforlarına katkı sağlayacak başkaca imkanlar mı olduğu yeterince irdelenmemiştir.
+
Doğu Roma döneminde, 6. yüzyıldan itibaren başlatılan Hristiyanlaştırma ve Rumlaştırma süreci, Of vadisinin yerli ahalisi açısından ilk büyük sosyal dönüşüm olmuştur. O sürecin ardından, 10. yüzyıla gelindiğinde burası tüm bölge sahilinde ruhban sınıfının en çok yoğunlaştığı saha haline gelmiştir. Keşişlerin, rahiplerin ve envai çeşit mezhepten bilimum Semitik ruhbanların özellikle bu vadiyi neden tercih ettiğine dair farklı görüşler vardır. Bunlardan en yaygın kabul göreni; bu vadinin, diğerlerinin aksine, güneye bağlanan doğal geçitlerden yoksun olması, bu nedenle de herhangi bir ticaret, yağma veya sefer güzergahında yer almaması, dolayısıyla da mabedler için nispeten güvenli bir izolasyon sağlamasıdır. Ancak bu ihtimalin dışında; aşırı bir ilgiyle buraya yığılan bu ruhbanları asıl cezbeden şeyin, bu vadide onların yoğun uhrevi konsantrasyonlarına katkı sağlayacak başkaca imkanlar mı olduğu yeterince irdelenmemiştir.
  
[[Trabzon İmparatorluğu]] döneminde     
+
'''1204''' yılından itibaren başlayan [[Trabzon İmparatorluğu]] dönemi resmi kayıtlarında eski ismiyle görünmemekle birlikte, o devrin portolanlarında sahilde aynı mevkide "Stillo" ismiyle kaydedilen yer muhtemelen Of'tur. [[Trabzon]]'un Osmanlıların eline geçmesinden kısa süre önce şehirden kaçan ruhban sınıfının da bu "elverişli" vadinin ücra kesimlerine sığınmış olması kuvvetle muhtemeldir. Sahilde dere ağzındaki iskele ise, 15. yüzyılın ikinci yarısından sonra, eski orijinal adı Opius/Opiunta, Rumca "Ofis" şekline dönüştürülerek yeniden bir yerleşim yeri olarak anılır olmuş, aynı asrın sonlarına denk gelen erken dönem Osmanlı vergi kayıtlarında da "Of" telaffuzu ile geçmeye başlamıştır.
  
 
+
17. yüzyıl başlarında, bin yıl kadar önce Doğu Roma eliyle gerçekleştirilen inanç ve kimlik dönüşümünün bir benzeri, bu kez Osmanlı yönetimi altında hayata geçirilmiştir. Aynı yüzyılın sonuna doğru tamamlanan bir süreçle Of vadisine yığılmış olan ruhban sınıfının önemli bir kısmı cemaatleriyle birlikte -ve elbette ki bin yıllık Semitik teoloji birikimlerini ve Ortodoks taassuplarını da yanlarına alarak- topluca Müslümanlığa transfer olmuştur. Öncesinde sayısız Oflu papazlar, muteber patrikler çıkarmış olan bu "verimli" vadi, sonraki yüzyıllar boyunca da meşhur Oflu hocalarıyla öne çıkacaktır.<ref name=":0">Ahmet Mican Zehiroğlu (2018) "[https://www.amazon.com.tr/Trabzon-İmparatorluğu-3-Cilt-Ahmet-Zehiroğlu/dp/6058103207/ Trabzon İmparatorluğu (3.Cilt)]" s.206-214</ref>
15. yüzyılda ise Opiunta olan orijinal adı Rumca "Ophis" şekline dönüştürülerek, yeniden bir yerleşim yeri olarak anılmaya başlanmıştır. Aynı asrın ikinci yarısında başlayan Osmanlı döneminde ise kayıtlara "Of" telaffuzu ile geçmeye başlamıştır.
+
 
 +
Ancak ilginçtir ki mütevekkil Semitik inançlarla iç içe geçen geçmişi bile, bu vadinin, 19. yüzyılda merkezi yönetimin ağır vergilerine ve asker alımlarına karşı ayaklanan bölge ahalisinin isyan merkezlerinden biri olmasına engel teşkil etmemiştir. Ağır yıkımla ve büyük bir sivil katliamıyla sonuçlanan bu ayaklanmalar, tüm kimlik dönüşümlerine rağmen arkaik asiliğini muhafaza eden bölge yerlilerinin, dolayısıyla da Ofluların merkezi otoriteye karşı son silahlı başkaldırısı olacaktır.
  
 
==Köyleri==
 
==Köyleri==
Kolları ile birlikte güneye doğru uzanan Of deresi vadisi çevresindeki tüm köy ve beldeler, uzun bir tarih boyunca dillerden, etnisitelerden bağımsız, kendilerine özgü ortak bir izole kültür alanı oluşturmuşlardır.<ref>Michael E. Meeker (2017) [https://www.amazon.com.tr/İMPARATORLUKTAN-GELEN-BİR-ULUS-Kolektif/dp/9756176075/ "İmparatorluktan Gelen Bir Ulus"] s.12-129</ref> En yukarıda [[Kavlatan]]'a dek yayılan bu alandaki tüm köyler ve [[Alano]], [[Holo]], [[Ogene]], [[Şerah]], [[Kadahor]], [[Kabahor]] gibi çevre beldeler, Of kasabasıyla tarihsel bir ilişki içindedirler. Aynı bölgeye dahil en eski tarihi köylerin başlıcaları da [[Mapsino]], [[Zeno]], [[Paçan]], [[Kono]] ve [[Çufaruksa]] olarak sıralanabilir.
+
Kolları ile birlikte güneye doğru uzanan Of deresi vadisi çevresindeki tüm köy ve beldeler, uzun bir tarih boyunca dillerden, etnisitelerden bağımsız, kendilerine özgü ortak bir izole kültür alanı oluşturmuşlardır.<ref>Michael E. Meeker (2017) [https://www.amazon.com.tr/İMPARATORLUKTAN-GELEN-BİR-ULUS-Kolektif/dp/9756176075/ "İmparatorluktan Gelen Bir Ulus"] s.12-129</ref> En yukarıda [[Kavlatan]]'a dek yayılan bu alandaki tüm köyler ve [[Alano]], [[Kono]], [[Holo]], [[Ogene]], [[Şerah]], [[Kadahor]], [[Kabahor]] gibi çevre beldeler, Of kasabasıyla tarihsel bir ilişki içindedirler. Aynı bölgeye dahil en eski tarihi köylerin başlıcaları da [[Mapsino]], [[Zeno]], [[Zisino]], [[Melino]], [[Pacan]], [[Gorgora]], [[Haksa]] ve [[Çufaruksa]] olarak sıralanabilir.
  
 
==Önemli Kişileri==
 
==Önemli Kişileri==

10.23, 31 Mart 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Of

Trabzon'un 50 km doğusunda bir sahil kasabasıdır.

İsmi

Of adının en eski formu, Roma egemenliği döneminde kayıtlara geçmiş "OPİUS/ OPİUNT[A]" şeklindeki isimlendirmelerdir. Sözkökeni Latince, "Afyon" anlamına gelen [OPİUM] sözcüğüne dayanır. Romalılar tarafından önce aynı mevkide bulunan dereye ve içinde bulunduğu vadiye verilmiş olan bu isim, orada yetişen veya o çevreye özgü olan uyuşturucu, halüsinatif etkili endemik bitkilerle ilişkili olmalıdır.[1][2] Daha sonra kurulan yerleşim de aynı ismi, ağzında kurulduğu bu dereden almıştır. İsminin ilk halindeki "-NTA" eklentisi ise, aynı bölgede Roma dönemine ait diğer yabancı yerleşim adlarına da adapte edilmiş bir Kolhik yer ismi ekidir.

Tarihi

Bir yerleşim yeri olarak adının geçtiği en eski kayıtlar 1. yüzyıl ve sonrasına aittir. Ağzında kurulu olduğu derenin Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırını teşkil ettiği o dönemlerde, bir sınır garnizonu olarak öne çıkmıştır. Ancak bir süre sonra sınırın daha doğuya taşınmasıyla önemi kaybetmiş, hatta sonraki birkaç asır boyunca hiçbir belgede bahsi geçmemiştir. Buna rağmen o yıllarda vadinin yerli halkı olan Kolhlar için küçük bir pazar yeri ve iskele olarak işlevini sürdürmüş olduğu da muhakkaktır.

Doğu Roma döneminde, 6. yüzyıldan itibaren başlatılan Hristiyanlaştırma ve Rumlaştırma süreci, Of vadisinin yerli ahalisi açısından ilk büyük sosyal dönüşüm olmuştur. O sürecin ardından, 10. yüzyıla gelindiğinde burası tüm bölge sahilinde ruhban sınıfının en çok yoğunlaştığı saha haline gelmiştir. Keşişlerin, rahiplerin ve envai çeşit mezhepten bilimum Semitik ruhbanların özellikle bu vadiyi neden tercih ettiğine dair farklı görüşler vardır. Bunlardan en yaygın kabul göreni; bu vadinin, diğerlerinin aksine, güneye bağlanan doğal geçitlerden yoksun olması, bu nedenle de herhangi bir ticaret, yağma veya sefer güzergahında yer almaması, dolayısıyla da mabedler için nispeten güvenli bir izolasyon sağlamasıdır. Ancak bu ihtimalin dışında; aşırı bir ilgiyle buraya yığılan bu ruhbanları asıl cezbeden şeyin, bu vadide onların yoğun uhrevi konsantrasyonlarına katkı sağlayacak başkaca imkanlar mı olduğu yeterince irdelenmemiştir.

1204 yılından itibaren başlayan Trabzon İmparatorluğu dönemi resmi kayıtlarında eski ismiyle görünmemekle birlikte, o devrin portolanlarında sahilde aynı mevkide "Stillo" ismiyle kaydedilen yer muhtemelen Of'tur. Trabzon'un Osmanlıların eline geçmesinden kısa süre önce şehirden kaçan ruhban sınıfının da bu "elverişli" vadinin ücra kesimlerine sığınmış olması kuvvetle muhtemeldir. Sahilde dere ağzındaki iskele ise, 15. yüzyılın ikinci yarısından sonra, eski orijinal adı Opius/Opiunta, Rumca "Ofis" şekline dönüştürülerek yeniden bir yerleşim yeri olarak anılır olmuş, aynı asrın sonlarına denk gelen erken dönem Osmanlı vergi kayıtlarında da "Of" telaffuzu ile geçmeye başlamıştır.

17. yüzyıl başlarında, bin yıl kadar önce Doğu Roma eliyle gerçekleştirilen inanç ve kimlik dönüşümünün bir benzeri, bu kez Osmanlı yönetimi altında hayata geçirilmiştir. Aynı yüzyılın sonuna doğru tamamlanan bir süreçle Of vadisine yığılmış olan ruhban sınıfının önemli bir kısmı cemaatleriyle birlikte -ve elbette ki bin yıllık Semitik teoloji birikimlerini ve Ortodoks taassuplarını da yanlarına alarak- topluca Müslümanlığa transfer olmuştur. Öncesinde sayısız Oflu papazlar, muteber patrikler çıkarmış olan bu "verimli" vadi, sonraki yüzyıllar boyunca da meşhur Oflu hocalarıyla öne çıkacaktır.[3]

Ancak ilginçtir ki mütevekkil Semitik inançlarla iç içe geçen geçmişi bile, bu vadinin, 19. yüzyılda merkezi yönetimin ağır vergilerine ve asker alımlarına karşı ayaklanan bölge ahalisinin isyan merkezlerinden biri olmasına engel teşkil etmemiştir. Ağır yıkımla ve büyük bir sivil katliamıyla sonuçlanan bu ayaklanmalar, tüm kimlik dönüşümlerine rağmen arkaik asiliğini muhafaza eden bölge yerlilerinin, dolayısıyla da Ofluların merkezi otoriteye karşı son silahlı başkaldırısı olacaktır.

Köyleri

Kolları ile birlikte güneye doğru uzanan Of deresi vadisi çevresindeki tüm köy ve beldeler, uzun bir tarih boyunca dillerden, etnisitelerden bağımsız, kendilerine özgü ortak bir izole kültür alanı oluşturmuşlardır.[4] En yukarıda Kavlatan'a dek yayılan bu alandaki tüm köyler ve Alano, Kono, Holo, Ogene, Şerah, Kadahor, Kabahor gibi çevre beldeler, Of kasabasıyla tarihsel bir ilişki içindedirler. Aynı bölgeye dahil en eski tarihi köylerin başlıcaları da Mapsino, Zeno, Zisino, Melino, Pacan, Gorgora, Haksa ve Çufaruksa olarak sıralanabilir.

Önemli Kişileri

Kaynakça

  1. William Falconer (1805) "Arrian's Voyage Round the Euxine Sea" s.30-33
  2. Ernst Freiherr von Bibra (1855) "Die Narkotischen Genussmittel und der Mensch" s.195
  3. Ahmet Mican Zehiroğlu (2018) "Trabzon İmparatorluğu (3.Cilt)" s.206-214
  4. Michael E. Meeker (2017) "İmparatorluktan Gelen Bir Ulus" s.12-129